Merhaba sevgili okurlar,

Ben doktor İbrahim Azimli ve bugünkü yazımda sizlere çok merak edilen bir hastalık olan konjonktivit i anlatacağım.

Göz küresini dıştan ve göz kapağını içten saran ince ve saydam bir doku olan konjonktivanın iltihaplanmasına konjonktivit denir. Buna genellikle bir virüs ya da bakteri sebep olur. İltihaplanma olduğunda dokuda kılcal kan damarları belirginleşeceğinden normalde beyaz görünen konjonktiva pembe renk alır. Bu duruma pembe göz adı verilir.

Konjonktivite gereken önem verilmeli, hastalar sorunları artmadan göz doktoruna muayene olmalıdır. Pembe göz enfeksiyon kökenli olduğundan kolay bulaşır ve sağlam bireylere yayılır. Etkilenen kişilerin gözleri tam iyileşinceye kadar iş yerlerinden veya okullarından uzak kalmaları gerekir. Bu halk sağlığı açısından önemlidir.

Viral veya bakteriyel kökenli konjonktiviteler kolaylıkla bulaşabilmektedir. Enfekte olan gözde iyi hijyen uygulanması durumunda yayılma önlenebilmektedir. Yüz ve gözleri silmek için kumaş mendil ve pamuklu havlulardan kaçınılmalıdır. Eller mutlaka sık yıkanmalı ve gözlerden uzak tutmalıdır. Ayrıca düzenli olarak kontak lensler temizlenmeli ve göz kozmetikleri düzenli olarak silinmelidir.

Konjonktiviten en yaygın sebebi vira enfeksiyonlardır. Nezleye sebep olan virüsle benzer seyir gösterirler. Konjonktivitin belirtileri bir ya da iki hafta sürer sonra kendiliğinden geçer.

Stafilokok ya da streptokok grubu bakterilerin yol açtığı konjonktivitler yoğun kıvamda ve miktarda iltihabi sekresyona sebep olurlar. Daha kronik formdaki bakteriyel enfeksiyonlarda ise sabahları kirpiklerde hafif kabuklanma ve az miktarda bir akıntı izlenir.

Bir diğer konjonktivit tipi alerjik konjonktivittir. Bu tür konjunktivit bulaşıcı değildir. Vücudun polen, akarlar, küf mantarları ya da değişik tip alerjenlere karşı aşırı duyarlılık vermesi durumunda gelişir. Mevsimsel olan tip ilk baharda ortaya çıkar ve yaz sonuna kadar sürer. Bu tablo özellikle çocuklarda her yıl tekrarlar. Mevsimsel olmayan tip ise yıl boyunca devam eder.

Konjonktiva zarar gördüğü ya da iltihaplandığında kan damarları genişlemeye ve daha belirgin olmaya başlar. Gözde pembeleşme ilk bulgudur. Beraberinde göz kapaklarında şişme, gözde aşırı yaşarma, kaşınma, ağrı, bulanık görme ve yabancı cisim hissi ortaya çıkar.

Alerjik kökenli konjonktivitte kaşıntı, enfeksiyon kökenli konjonktivitte cerahatli akıntı belirgindir.

Göz muayenesi ile konjontivit teşhisi kolay konur. Göz doktorları biyomikroskop denen ışıklı büyüteç yardımıyla gözün çeşitli yapılarını incelerken gerektiğinde enfeksiyon nedenini tespit etmek için göz akıntısından örnek alırlar.

Alerjik göz hastalıklarının tanısında hastadan alınacak tipik hikâye önemlidir. Bazen göz kapaklarının ters çevrilerek arka yüzeyinin incelenmesi gerekebilir. Çünkü buradaki doku içinde küçük alerjik odaklar oluşur ve bunları görmek tanıda yardımcı olur.

Pembe gözün tedavisi sebebe bağlı olarak değişir.

Bakteriyel bir enfeksiyon varsa doğru antibiyotik uygulamasıyla birkaç günde tablo iyileşecektir. Viral konjonktivitin tedavisi yoktur. Ancak şikayetler 7-10 gün içinde kendiliğinden geçer.

Eğer konjontivit alerjik kökenli ise kaşıntı, kızarıklık ve akıntı gibi semptomlar göze akut dönemde uygulanacak soğuk kompresyonlarla birlikte antialerjik damlaların düzenli uygulanmasıyla büyük oranda kontrol altına alınacaktır. Günümüzdeki mevcut antialerjik ilaçlar sayesinde alerjik tablonun baskılanması için topikal steroidlere daha az gerek duyulmaktadır.

Bunun yanında kuru göz tablosunun hâkim olduğu olgularda rahatsızlığı gidermek için suni göz damlalarından fayda sağlanır.

Haftaya yeni konular ile görüşmek dileğiyle.

Sağlıkla kalın.