Ülkemiz eğitiminde her yıl yaşadığımız kangrenleşen sorunlar yanında bu yıl depreme dayanıklı olmayan okulların durumu da eklenince bu yaz Eğitim Bakanlığı’nın daha hızlı olması gerektiği bir dönemdir.

Ancak yaz tatilinin yarılandığı bugünlerde eğitim öğretim yılının sorunsuz açılmasıyla ilgili somut adımları göremiyoruz.

Bakanlık ve sendikalar arasındaki iletişimin kopuşunun zararını eğitim sistemi ve öğrencilerin göreceği gerçeği gün gibi yüzümüze vuruyor.

KTÖS’ün geçtiğimiz eğitim dönemini, mevcut sıkıntıları ve bunların çözümü için önerilerinin aktarıldığı basın toplantısındaki söylemlerin geneline baktığımızda eylül ayında okulların güvenli ve tam teşekküllü açılması mümkün görülmüyor.

Sendika yetkililerinin okulların açılması riskiyle ilgili söylemlerinde bizim için yeni ve beklenmedik ifadeler yoktu. Aslında hatırlatmaydı, biz de hatırladık. Çünkü 6 Şubat depreminden sonra okulların güvenliği gündemden yavaş yavaş kayıp gitmişti. Halen okulların bina güvenliğiyle ilgili kapsamlı raporlar açıklanmadı.

Önümüzdeki tabloda okulların prefabrik yeni sınıflarda açılması öngörülüyor. Merkezi İhale Komisyonu sayfasında 3 ihale görülmektedir. Bir ilkokul, bir lisede düzenleme ve prefabrik sınıflarla ilgili.

2 okulla ilgili ihalenin de 11 Ağustos’ta komisyon tarafından değerlendirileceğini göz önüne aldığımızda, yapılacak çalışmanın 1 ay içinde bitmesinin mümkün değil ve Dr. Küçük Meslek Lisesi ve Yeniyüzyıl Anaokulu şantiyede açılacak. Acil sınıf, hatta ana binaya ihtiyacı olan onlarca okulla ilgili bir adım atılmaması, 25 prefabrik sınıf ilavesiyle okulların açılması öngörülüyor.

Öğretmenler için münhal açıldı, açık da geçici görevlendirmelerle aşılacak. Ancak KTÖS açıklamasına göre, 10 müdür ve 15 de müdür muavini eksikliği bulunuyor. Bunlarla ilgili bir münhalin henüz açılmaması, bugün bile münhalin ilan edilmesi, başvuruların alınıp yazılı ve sözlü sınavın yapılmasının eylül ortasına yetişmesi zor görünüyor.

Altyapı yanında okul yönetici eksikliğinin de eylülde bizi beklediği gerçeği hatırlatılıyor.

Bakanlık açısından da baktığımızda Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Nazım Çavuşoğlu da her gün “acaba haftaya bakan mıyım?” düşüncesinden sıyrılamadığı bir ortamdayız. Topluma güven veren, sağlıklı çalışan bir kabinesi olan hükümetin bulunmadığı bir yapıda icraat da gelmiyor. Ancak bu da somut adım atılmamasının önünde mazeret olarak kabul edilmez.

Bizler için önemli olan çocuklarımızın sağlıklı binada, öğretmeni bulunan sınıflarda eğitim alacakları bir ortamın okullar açılacağı döneme hazır edilmesidir. Çok bir şey mi istedim?