Seçim sonuçlarına bakıldığında hükümet partileri UBP, DP ve YDP’nin kaybettiği net olarak görülmektedir. Önemli olan bunu onların görmesi ve hatalarını anlayıp düzeltme gayretine girmeleridir.

İttifak, sadece turuncu, kırmızı ve turkuaz atkıların üçü birarada boyuna takılıp fotoğraf çekilmesinden ibaret kaldı. Hem onlar gerçek anlamda ittifak kurmadılar, hem de seçmen ülkeyi yönetmelerinden memnun kalmadığını gösterdi.

UBP, sadece Erenköy-Dipkarpaz, Mehmetçik-Büyükkonuk ve Geçitkale-Serdarlı’da seçim kazandı. Diğer zaferler adayların kendilerinindir.

DP adına kazanan Tatlısu Belediye Başkanı Hayri Orcan’ın zaferin sadece kendisine ait olduğunu herkes kabul etmektedir.

YDP, ittifakın en fazla ihanete uğrayan tarafı oldu. Tek bel bağladığı Çatalköy-Esentepe’de itifak ortaklarından hiç destek almadığı seçim sonucunda net olarak görülüyor. Adayın oylarının aile nüfusuna yakın olması, YDP’nin de bölgede varlık göstermediğinin yansımasıdır.

İlçe merkezleri olan 6 büyük belediyede UBP’nin net bir başarısızlığı var. İskele, Güzelyurt ve bunlara ilaveten Gönyeli UBP’den çok adayların kendi gayretleriyle kazanıldığı biliniyor. Lefkoşa ve Mağusa’nın kaybedilmesi ise, ittifakın samimiyetsizliği ve partililerin çalışmayıp adayları yalnız bırakılmasıdır.

UBP adına Lefkoşa ve Mağusa’da yaşanan başarısızlığı partililerin hükümete ceza vermesi olarak da okumak gerekir.

Özellikle Mağusa’da propaganda döneminde kullanılan dili artık kendi partililerinin bile tutmadığını görmeleri gerekir. Propagandada kullanılan dil Erdal Özcenk’in daha geniş kitlelerden oy almasını engellemiştir. Yerel seçimleri cumhurbaşkanlığı seçim sloganıyla yürütmeya kalkacak kadar toplumu bilmez bir yaklaşım, adayların alabileceği birçok oyun önüne geçtiğini seçim öncesi dialaglarda tanık olduk. “Bu seçim federasyoncularla iki devletçiler arasındadır” sloganı politika üretmemek, bu söylemi her ortamda kullanılması ve kabak tadı vermesinin sonucu olarak kabul görmelidirler. Toplum somut icraat içeren söylem bekler.

UBP adına, Mesarya, Çatalköy-Esentepe, Beyarmudu, Yeniboğaziçi’nin kaybedilmesi, aday tercihlerinin parti tabanında destek bulmamasının sonucudur. Partili bağımsız adayların çıkması ya da parti örgütlerinin, partinin desteklediği aday dışındaki adaylarla birlikte olduğunu açıklaması, bu üç belediye seçim sonuçlarında kendini göstermiştir. Yoksa normal koşulda incelendiğinde bu 4 bölgedeki seçmen profiline göre UBP’nin bariz bir üstünlüğü olması gerekirdi.

UBP adına yaşanan en acı tablo ise, üst paragrafta da değindiğim noktadır. Parti tarihinde ilk defa, yönetimin belirlediği adaylar dışında bağımsız olarak çokça partilinin aday olması, parti örgütlerinin UBP’nin adayı dışındakileri destekleyeceğini resmi olarak açıklaması, partideki yetkili isimlerin başka adaylar için açık bir şekilde çalışmasını ben başka seçimde görmedim. Gözdağı vermek için bağımsız aday olan ve onları destekleyen bazı sembol isimler için disiplin soruşturması başlatan UBP’nin bunu ileri götürememesi, Ünal Üstel’in partiye hakim olamaması yukarıdadaki birçok tespiti doğurmuştur. Gelinen noktada taşların eskisi gibi yerine oturması çok zor. Mağusa nasıl anlatılacak, Sadık Gardiyanoğlu’na kim ne diyebilecek?