KKTC hükümetleri son yıllarda Türkiye ile ilişkileri bozmama adına yeni bir taktik geliştirdi. “Biz yaptık, ama olmadı” söylemini yaratacak adımlar atılıyor.
Maalesef Ankara’ya karşı izlenen bu oyunda mahkemeler hedefe konuluyor ve top yargıya atılıyor.
Türkiye’nin belediyelerin sayısının azaltılması ve yerel yönetimlerde bunun bir reformla yapılmasını istediği ve hükümetlerin de bunu taahhüt ettiğini bilmeyen yoktur diye düşünüyorum.
Bu taahhüt verildikten sonra hiçbir adım atmayan hükümet, çareyi seçimleri erteleme kararı almada bulmuştu. Bugün bu kararın anayasaya aykırı olduğu deklere edilerek bu karar iptal edildi. Yani haziranda yapılması gereken seçimlerin kasıma ertelenmesi anayasaya aykırı bulundu.
Böyle bir karar kimse için sürpriz olmadı. Hatta seçimlerin ertelenmesi kararının anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla konuyu Anayasa Mahkemesi’ne götüren CTP’ye göre UBP bu karara daha hazırlıklıydı.
Bir bakın, CTP hemen hemen her yerde belediye başkan adaylarını belirledi ve çalışmaya başladı. UBP’de durum nedir? Aday belirlemeyi bırakın, adayların hangi yöntemle belirleneceğini bile seçim tarihine yanaşmamıza rağmen karara bağlamadı. Çünkü seçim olmayacağını biliyorlardı. Yani kendi kararlarının anayasaya aykırı olduğunu ve bu kararın Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edileceğini biliyorlardı.
Ama ne yapmış oldu hükümet partileri? Bundan DP ve YDP’yi soyutlayamayız. Biz elimizden geleni yaptık ama yargı yine reforma engel oldu gerekçelerini Ankara’ya yollayacaklar.
Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Benzer ve güncel bir örnek daha vermek istiyorum. Yine belediyelerle ilgili meclisten son geçirilen yasayı (belediye sayılarının düşürülmesi) bu anlayışla okursak iddialarımın dayanağı daha iyi anlaşılabilecektir.
Hükümetin belediyelerle ilgili yaptığı yasa çalışmasını Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, daha kendine gelmeden taktirle karşılamasına rağmen, henüz daha imzalayıp resmi gazetede yayınlanmasının önünü açmadı.
Nedenini bu ülkede herkes bilmektedir. Yapılan yasa çalışması Anayasa Mahkemesi’nden dönecek. Cumhurbaşkanı Tatar’ın oyalama taktiği, seçimlere kadar Anayasa Mahkemesi’nin karar vermesini önleyecek zaman kısıtlığını yaratmaktır.
Bu yasanın Anayasa’ya aykırı olduğunu sadece muhalefet değil, hükümetin kendisi de söylemektedir. Başbakan ve bazı yetkililer,” bazı maddeler Anayasa Mahkemesi’nden dönerse düzeltir yeniden geçiririz” diye yaptıkları açıklama hafızalarda tazedir.
Tabii, bu oyunlarla Ankara’yı kandıramayacaklarının umarım farkına varırlar. Ülkedeki dinamikler arası kriz yaratarak, kendi başarısızlıklarını örtüp, tek dertlerinin ülkeye hizmet olduğu yalanlarını söylemeye devam ederek uzun vadede yaratacakları depremi umursamalıdırlar.