Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, Kıbrıs Rum yönetimi ile İsrail arasında Avrupa’ya deniz altından elektrik enterkonnekte kablo bağlantısı kurulduğuna dikkat çekerek, Doğu Akdeniz bölgesinde Türkiye ve KKTC de dahil tüm aktörlerin katılımıyla elektrik de dahil bölgesel işbirliği geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Özersay, “Son dönemde İsrail ile körfez ülkeleri ve Ürdün arasında yapılan İbrahim anlaşmalarıyla doğrudan uçuşlar, ticaret, turizm, güneş panelleri ve su arıtma sistemleri konularında tanıma ilişkisine varmayan bazı işbirliği modellerinin uygulamaya konulduğunu görmemiz ve doğu Akdeniz bölgesinde bu türden bölgesel bir işbirliği yapılmasına odaklanmamız gerekir” dedi.
Kudret Özersay katıldığı bir televizyon programında Kıbrıs ve doğu Akdeniz bölgesindeki son gelişmeler konusunda değerlendirmelerde bulundu.
KKTC’nin de bölgede bir aktör konumunda olacağı ve muhatap kabul edileceği bir bölgesel konferans fikrini son beş yıldır Halkın Partisi olarak dile getirdiklerine dikkat çeken Özersay, Kıbrıs Türk tarafının bu konularda Türkiye’yi de doğru yönlendirecek bir vizyon geliştirmesi ve proaktif bir diplomasi ortaya koyması gerektiğini vurguladı.
Çatışan veya rekabet halinde olan tarafların özellikle ticari olarak birbirinden faydalanan bir ilişki geliştirmeleri durumunda karşılıklı bağımlılık yoluyla çatışma ihtimallerinin azalacağına inanç belirten Özersay, “Bu yolla bölge barışı ve istikrarı sağlanabilir. Aslında Kıbrıs’ta kalıcı bir çözüme götürecek olan süreç tam da bu türden bölgesel işbirliği modelleriyle mümkündür. Kıbrıs Türk tarafının bu konularda Türkiye ile birlikte inisiyatif alması gerekir” dedi.
Özersay şöyle devam etti:
“Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın ziyaretinde verilen ve bugün de tekrar edilen mesajda Kıbrıs’ta kapsamlı çözüm müzakerelerinin başlaması için bir ön şart vardır. Bu çok nettir. Egemen eşitliğin ve eşit uluslararası statünün dünya tarafından kabul edilmesi, BM Güvenlik Konseyi’nin alacağı bir karar ile teyit edilmesinin ardından müzakereler başlayabilir gibi bir pozisyon vardır. Bu altı çizilerek tekrar edildi. Bu aşamada Kıbrıs sorunuyla ilgili kapsamlı çözüm müzakeresinin başlamasının pek de istenmediği bir mesajdır aslında. Bazı yatırımlar yapılacak, zaten şu an görüşmelere uygun bir ortam olmadığını düşünüyorum. Gerek enerji, gerek ekonomi, gerek ticari manada Doğu Akdeniz’de birlikte ne yapılabilir konusuna olumlu yaklaşılıyor.”