Dünya genelinde uyuşturucuyla mücadelede yetersiz kalıyoruz. Ülkemizde de maalesef uyuşturucuyla mücadele noktasında çok rahat aşılabilecek mücadeleye yardımcı olabilecek adımlar atılmıyor.

Uyuşturucuyla mücadelede kimileri polisi içici, kurye veya son satıcıdan ileri gidememekle suçlarken polis de bu mücadelede yalnız kaldığı düşüncesindedir.

Uyuşturucu gibi konularda alınan önlemler belli bir süre sonra yetersiz kalmakta ve yeni önlemlere ihtiyaç duymaktadır.

Durağan olmayan ve mücadele edilmesi gereken canavarın her gün gelişerek büyüdüğü ve çoğaldığı gerçeğinden hareketle güncel gelişmelere hemen adapte olmak gerekir.

Bu noktada en zayıf kaldığımız alan yasalar düzleminde olduğu için meclise çok görevler düşmektedir. İlgililerin yaptıkları çalışmalarla meclise sunulan yasa önerilerinin gündeme gelmemesiyle her geçen gün yeni gençlerimiz bu batağa sürükleniyor.

Uyuşturucu madde kapsamına girenler her geçen gün yenilenmesine rağmen, yasalar uyuşturucu pazarındaki bu sürate ayak uydurmayınca, uyuşturucu madde ticaretinin bir bölümü yasal yollardan yapılmış oluyor.

Bonzainin uyuşturucu madde olarak kullanılmaya başlandığı zamanda yasal düzenleme eksikliği nedeniyle satışı serbestçe yapılıyordu. Hatta 2000’li yılların ortalarında bu anormalliğe dikkat çekmek için yaptığımız bir haberi hatırlıyorum. Lokmacı kapısından güneye geçip bir dükkandan bonzaiyi satın alıp kuzeye geçmiş ve Lokmacı meydanında paketi açıp sarımı yapıp fotoğraflarını da çekerek yaşananları haberleştirmiştik. Bonzainin uyuşturucu madde olduğu ve daha ağır madde kullanımının başlangıç evresi olduğuna dikkat çekildikçe yasa koyucu bu ürünü de uyuşturucu maddeler arasına koymuştu.

Bugün de maalesef benzer bir süreç yaşıyoruz. Yıllar önce uyuşturucu temin edemeyenlerin günü kurtarmak için bazı kuru öksürük şuruplarını kullandıklarını biliyoruz. Meğer şimdi daha da ötesi bir yaygınlıkta ilaç uyuşturucu madde olarak kullanılıyor.

Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği’nin (KTGB) 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü çerçevesindeki etkinliklerinden olan “Gördüm Duydum Biliyorum” belgeselinin gösterimi ve sonrası yapılan sohbette, yeşil reçeteyle satılması gereken birçok ilacın hellim ekmek gibi satıldığını öğrendik.

Bu güncel soruna dikkat çeken belgeselde uyuşturucu amaçlı kullanılan yeşil reçeteyle satılması gereken bazı ilaçların devletin ihmali dolayısıyla gençlere ulaşıyor.

Bu hapları alkolle birlikte tüketen gençlerde en ağır uyuşturucu madde kullanmanın etkisi olduğuna dikkat çekilirken, uzmanlar isim de vererek bu yıl içinde meydana gelen bazı ölümlerin bu haplardan dolayı olduğunu iddia ettiler.

Tespit ortada, ihmal tespit edilmiş, teşhis için yasa çalışması da yapılmış ama meclis gündemine alacak kadar önemli görmemiş.

Yapılacak iş basit, adı bilinen ilaçları uyuşturucu kapsamına almak ve denetim.

Sorunun çözümü için tüm çalışmalar yapılarak sunulmasına rağmen neden adım atılmıyor, daha kaç genci bu batağa sürüklenmesi, kaçının ölmesini bekleyeceksiniz?