KIBRIS

Çeler, Zeytinlik İnisiyatifi’ni ziyaret etti

İnsan dışkılarının suya sızmasıyla oluşan bakterilerin plajlarımızdaki yoğunluğunun her geçen gün artması; biz ve çocuklarımızın denizde yüzerken hastalık riskinin artarak var olmasının üzerimizdeki vebali her geçen gün ağırlaşıyor.

E-coli ve Enterokok bakterileri ülkemizde en yaygın görülenlerden olduğu için Sağlık Bakanlığı plajlarda bu bakterilere bakınca ortaya çıkan tablonun korkunç boyutta olduğu yüzümüze vuruyor.

Herhangi bir plajda bu bakterilerden 1 bile çıksa oralarda bir sızıntı olduğunun işaretidir. Sızıntı da dediğimizde sadece denize kanalizasyon boşaltılıyor anlamına gelmesin, denize yakın yapıların kuyularında yaşanan sızıntının yer altından denize kadar sızması anlamına da gelmektedir.

Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı analizlerde, suda bulunan ve özellikle bağırsak hastalıklarına yol açan bakterilerin Girne merkez ve doğusundaki hemen hemen tüm plajlarda görülmektedir.

Sağlık Bakanlığı verileri incelendiğinde bakterilerin yoğunluklu olduğu iki ayrıntı kendini göstermektedir. Birincisi Girne merkezdeki otellerin plajları, ikincisi de denize taşlar yığarak iskele oluşturulan yerlerdeki su akışkanlığının azalması. Böylelikle buralarda bakterilerin çoğalmasını tetiklenmektedir.

Girne’nin bu halde olması yıllardır eleştirildi, sonuçları görenler muhtemelen şaşırmamıştır da. Ama 230’lara varan kolibasil bulgularıyla her geçen gün daha kötüye gidilmesi yetmezmiş gibi yeni kolibasil alanları oluşuyor.

Ülkemizin en güzel plajlarından Alagadi ve Glapsides’de bile insan dışkısının suya karışmasıyla ilişkilendirilecek bakteriler yoğun olarak görülüyor. Uzmanlara göre bunun sebebi bölgedeki yapıların kanalizasyon sistemlerine dahil olmaması ve tuvalet kuyularındaki sızıntının toprak altından denize sızmasıdır.

Analizlerle ilgili kafamdaki sorulara yanıt bulmak için konuştuğum uzmanlar, güzelim plajlarımıza lağımın ulaşmasını ve o plajlarda bile yüzmenin insan sağlığını tehlikeye sokmasını böyle açıkladıklarında daha da ürktüm.

Aynı tehlike Gemikonağı-Yedidalga bölgesindeki plajlarda da görülmektedir. Toprak yapısından dolayı tuvalet kuyularının hızlıca geçirgenleşip sahilleri kirleteceğiyle ilgili 10 yıl önce uyarı içeren haberler yaptığımı hatırlarım. LAÜ’nün gelişmesiyle birlikte bölgede yapılan plansız ve altyapısız inşaatların bedelini bugünden sonra denize girecek az yeri olan bölge halkı ödeyecek. Maalesef, Yedidalga’daki plajlarda da bu bakterilerin oranı azımsanmayacak boyutta olması, yapılan uyarıların dikkate alınmamasının bir sunucudur.

Çarpık yapılaşmanın deniz suyunu kirlettiğinin yeni bir örneğini de İskele’de yaşıyoruz.

İskele Long Beach bölgesinde sahil şeridindeki binaların yakın olduğu noktalarda bakterilere rastlanırken yapıların plajdan daha uzak kısımların temiz olması da çarpık yapılaşmanın getirdiği tehlikenin göstergelerindendir.

Önümüzdeki tablo, çarpık yapılaşmanın devam etmesiyle daha da kötü günlerin bizi beklediği gerçeğidir. Ada ülkesinde her geçen yıl denize girilecek plaj metrekaresi düşerken, buna bir de sağlıklı suda yüzülebilecek plajların azalmasının da eklenmesi devam ederken, denizleri seyrederek yaz aylarını geçirecek ve o zamanki pişmanlığımız da işe yaramayacak.