8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla dün, Kumsal Parkı’nda başlayarak Meclis önünde sona eren yürüyüşün ardından ara bölgede “Yeniden Birleşme, Eşitlik, Dayanışma İçin Hep Birliktesloganıyla iki toplumlu etkinlik düzenlendi. Dayanışma Evi önünde yapılan etkinlikte ortak deklarasyon da okundu.

CTP Basın Bürosu’ndan yapılan açıklamaya göre, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle Lefkoşa’nın kuzey ve güneyinde aynı anda başlayan iki toplumlu yürüyüş düzenledi. Yürüyüşe kuzeyden aralarında siyasi parti, sendika ve sivil toplum örgütlerinin bulunduğu 40’ın üzerinde örgüt katıldı. Yürüyüşe bazı CTP milletvekilleri de katıldı.

Kuzeydeki yürüyüş, 17.30’da Kumsal Park’ta başladı ve kortej ilk olarak Meclis önüne yürüdü. Burada basın açıklaması yapan örgütler, ardından Ledra Palace Sınır Kapısı’ndan ara bölgedeki Dayanışma Evi’ne yürüdü.

-“ İki bölgeli iki toplumlu federasyon çözümünün Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi için tek yol olduğunun altını çiziyoruz”

CTP’den yapılan açıklamaya göre, ara bölgede okunan 8 Mart Ortak Deklarasyonu şöyle:

Mağusa Limanı'nda kara para çıkışı: Milyonlarca sterlin ele geçirildi Mağusa Limanı'nda kara para çıkışı: Milyonlarca sterlin ele geçirildi

“Biz, Kıbrıs'ın kadınları olarak 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü 'Yeniden Birleşme, Eşitlik ve Dayanışma' için mücadele mesajımızla karşılıyoruz. Daha fazla kâr uğruna insanların hayatlarını kaybettikleri deprem faciasının ve tren kazasının yaşandığı Türkiye, Suriye ve Yunanistan halklarına ve depremde sevdiklerini kaybeden yurttaşlarımıza özel dayanışma ve destek mesajımızı gönderiyoruz.

1857'nin bu önemli gününde baskılara, sömürüye ve insanlık dışı çalışma koşullarına karşı direnen öncü kadın işçileri saygıyla anıyoruz. Onların mücadeleleri güncelliğini koruyor; hem kadınların hem de lgbti+'ların ayrımcılık ve eşitsizlik olmaksızın yaşayabilmesi, çalışabilmesi ve yaratıcı olabilmesi için koşulları iyileştirmeye yönelik her gün verdiğimiz mücadelelerimizde bize rehberlik ediyor.

Bu yılın tablosu gösteriyor ki, hâkim kılınan neo-liberal politikalarla ve sosyal devletin daraltılmasıyla toplumsal eşitsizlikler, yoksulluk, güvencesizlik artmış; pahalılık ve vurguncu zihniyet özellikle savunmasız grupların yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilemiştir. Ayrıca kadınlara karşı şiddet ve sosyal dışlanma gibi olgular da giderek yaygınlaşmaktadır.

Bu esnada devam eden savaşların yıkıcı sonuçları ilk önce kadınları ve çocuklar etkilemekte, binlerce insanın hayatlarını kaybettiği, milyonlarca insanın yurtlarını terk etmek zorunda kaldığı çok olumsuz koşullar oluşmaktadır.

Yabancı güçlerin emperyalist planları sonucunda, milliyetçi şoven güçlerin her iki toplumda da işledikleri suçların sonuçlarını yaşayan biz kadınlar, savaşın acılarını yaşayan tüm kadınlara yönelik dayanışma ve desteğimizi ifade ediyoruz; uluslararası hukukun ihlallerini kınıyor ve derhal bunlara son verilmesini talep ediyoruz.

Aynı zamanda, yurdumuzun yeniden birleşmesi için çözüme ulaşma hedefiyle üzerinde anlaşmaya varılmış olan çerçevede anlamlı müzakerelerin yeniden başlatılması için çaba ortaya koyulmasını talep ediyoruz. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin ilgili kararlarında belirtildiği şekilde siyasi eşitliğin olacağı ve tek egemenliği, tek vatandaşlığı ve uluslararası kimliği olacak bir devleti öngörecek iki bölgeli iki toplumlu federasyon çözümünün Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi için tek yol olduğunun altını çiziyoruz. Varılacak çözümün iki toplumun haklarına saygı gösterilmesini sağlaması ve Kıbrıslıların tümünün insan haklarını güvence altına alması gerektiğini yineliyoruz. Bugün bir kez daha iki lideri, Crans Montana Konferansı’nda varılan yakınlaşmaları ve BM Genel Sekreteri Sayın Guterres’in Çerçevesi’ni koruyarak, görüşmelere kesintiye uğradıkları yerden istek ve kararlılıkla devam etmeye çağırıyoruz. Bu vesileyle, her iki lidere de Kıbrıs sorununun çözümü çabasında kadınların oynayabilecekleri ve oynamaları gereken rolü hatırlatıyor ve barış sürecinin her düzeyine ve karar alma aşamalarına fiilen katılmamızı ve bunun yanı sıra müzakerelere toplumsal cinsiyet boyutunun da dahil edilmesini talep ediyoruz. Yıllardır istikrarlı bir şekilde 8 Mart'ı anmakta olan bizler, barışın hâkim olması, çözüm ve yurdumuzun yeniden birleşmesi hedefine ulaşılması, sosyal adalet ve eşitlik için mücadelemizi ve ortak faaliyetlerimizi yoğunlaştırma yönünde, tüm kadınlara çağrıda bulunuyoruz.”

Deklarasyonun altına imza atan Kıbrıslı Türk örgütler şunlar:

Anonim Gençlik; Akova Kadınlar Derneği; Alevi Kültür Merkezi; BAGEP; Bağımsızlık Yolu; Baraka Kültür Merkezi; Barış Derneği; Basın Emekçileri Sendikası; Belediye Emekçileri Sendikası; Biyologlar Derneği; CTP Kadın Örgütü; Çağ-Sen; DAÜ-SEN; Girne Düşünce Derneği; Güç-Sen; HAKSEN; İnsan Hakları Platformu; Kadın Eğitimi Kolektifi; KAMUSEN; Kıbrıs Sanatçı ve Yazarlar Birliği; Kıbrıs Türk Barolar Birliği; Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfı; Kuir Kıbrıs Derneği; KT Kütüphaneciler Derneği; KT Üniversiteli Kadınlar Derneği; KTAMS; KTMMOB; KTOEÖS; KTÖS; KTTB; Larnaka Türk Kadınlar Birliği; Özgür ve Asi; Mağusa Kültür Derneği; MAKAMER; MASDER; Mormenekşe Kadınlar Birliği Derneği; Mülteci Hakları Derneği; Özgür Sanat Tiyatro ve Kültür Derneği; Polifonik Korolar Derneği; Sivil Toplum İnisiyatifi Derneği; Sol Hareket; TDP; Vakıflar ve Din İşleri Dairesi Emekliler Derneği; Yeniboğaziçi Kadınlar Derneği; YKP.