Güney Kıbrıs’a geçisi sırasında göz altına alınan ve tutuklu yargılanması için cezaevinde bekletilen Afik Group Direktörü Simon Aykut’un itham edildiği suçlara bakıldığında ağız cezade yargılanmayı gerektirecek konulardan 7 yıla kadar hapislik öngörülüyor. İthamda adı geçen yasalar “suç işlemeye yönelik komplo kurmak” şeklinde formülize edildi
Kıbrıs'ın kuzeyinde, Rum mallarının üzerine inşaat yapıp satış yaptığı iddiasıyla Afik Group Direktörü Simon Aykut’un davasıyla ilgili soruşturma detayları gün yüzüne çıktı.
Kıbrıs Net Haber'in elde ettiği bilgilere göre, Aykut'un tutuklanmasına kadar olan süreçte bu tür mülkiyet sorunlarına dair cezai yaptırımların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi dışında ve Ceza Yasası kapsamında değerlendirilmediği belirtildi.
Güney Kıbrıs’ta Lefkoşa Emniyet Müdürlüğü tarafından 2020 yılında başlatılan soruşturma, 1974 öncesi Kıbrıslı Rumlara ait malların Kuzey Kıbrıs sınırlarında satılmasıyla ilgili önemli bir adım olarak değerlendirildi.
STOP LIST prosedürü, karasal geçiş noktalarında özellikle çıkış esnasında kişinin İnsan Haklarının korunması için avukatlarıyla iletişime geçmesinin önemi vurgulandı.
AVUKATIYLA SINIRLI GÖRÜŞTÜRÜLDÜ
Aykut'un tutuklanma sürecinde avukatıyla iletişim kurma çabası, durdurma listesi prosedürleri nedeniyle sınırlı kaldığı ifade edilerek, Derinya geçiş noktasında tutuklanan Aykut'un, ilk görüşmesini soruşturmanın tamamlanmasından saatler sonra gerçekleştirdiği kaydedildi.
43 milyon euroluk yatırım konusu, Kıbrıs Cumhuriyeti Tapu ve Kadastro Dairesi tarafından incelenmiş ancak Kıbrıs'ın kuzeyinde mülkiyet sorunlarıyla ilgili resmi idari veya mali araştırma yapılmadığı ifade edildi.
YATIRIMCILAR ENDİŞELİ
Simon Aykut'un tutuklanması, Kıbrıs'ın Kuzey kesiminde emlak ve inşaat sektöründe yatırım yapanların endişelendiğinin söz konusu olduğu belirtildi. Yatırımcıların, bu tür soruşturmaların sektörlerini nasıl etkileyebileceği konusunda ise kaygı taşıdıkları bilgisine ulaşıldı.
Konuyla ilgili verilen özel demece göre, Simon Aykut'un dosyası, Kıbrıs sorunu çerçevesindeki mülkiyet sorununu derinlemesine işleyen bir örnek olarak görülürken, Aykut'un avukatlarının güney yetkilileriyle görüşmelere başlaması ve Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı ile randevu talebi, konunun hukuki ve siyasi boyutlarını ortaya koydu.
Simon Aykut’a getirilen suçlamalardan sadece bir tanesinin 7 yıl habpislik gerektirmesi, 1974 öncesi rumlara ait olan arazileri satan, satın alan herkesi için benzer bir riski oluşturuyor.