Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Müjgan Öztürk 9 Mart Dünya Böbrek Günü nedeniyle açıklamalarda bulundu. Yrd. Doç. Dr. Öztürk yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Sağlıklı Beslen Böbreğini Koru”
“Her yıl Mart ayının ikinci Perşembesi Dünya Böbrek Günü olarak kutlanmakta olup, bu günün amacı böbrek sağlığı ve hastalıkları konusunda farkındalığın artmasıdır. Dünya Böbrek Günü’nün 2023 yılı teması “Herkes için böbrek sağlığı-beklenmeyene hazırlıklı olmak, kırılgan olanı desteklemek” olarak belirlenmiş, toplumlarda can kayıplarına, ekonomik ve çevresel yıkımlara neden olan deprem, sel, savaş gibi bölgesel veya COVID-19 gibi küresel olayların önemine dikkat çekilmiş, özellikle hastalık ve afetlerin neden olduğu yıkımlarda böbrek hastalıkları ve kronik hastalıkları olan bireylerin yeterli sağlık hizmetine ulaşmakta yaşadıkları zorluklara vurgu yapılmıştır.
Tüm dünyada 850 milyon böbrek hastası olup, 5.3-10.5 milyon insan diyalize veya böbrek nakline ihtiyaç duymaktadır. Ülkemizde de böbrek hastalıkları oldukça yaygındır. KKTC Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülkemizde her 10 kişiden birinin böbrek hastası olduğu, Nefroloji polikliniğine kayıtlı 2100 hasta takip edildiği ve 2015-2022 yılları arasında ise 50 böbrek nakli yapıldığı belirtilmektedir.
Beslenme böbrek hastalıklarının hem önlenmesinde hem de tedavisinde çok büyük öneme sahiptir. Böbrek hastalıklarından korunmada ilk adım diyetimizde çeşitliliği sağlamak ve tüm besin gruplarından dengeli şekilde tüketmektir. Pek çok araştırma, tam tahıllardan, zeytinyağından, otlardan, sebze ve meyvelerden, balık ve kuru baklagillerden, az yağlı süt ürünlerinden zengin, kırmızı et, doymuş yağ ve şekerden fakir olan Akdeniz diyeti tüketiminin böbrek hastalıklarına karşı koruyucu olduğunu ortaya koymaktadır. Bu nedenle bir Akdeniz adası olan Kıbrıs’ta Akdeniz diyetini hayatımızın bir parçası haline getirmeliyiz.
Böbrek hastalıklarının temel risk faktörleri arasında diyabet, hipertansiyon obezite, kardiyovasküler hastalıklar ve ailesel böbrek hastalıkları yer almaktadır. Dolayısıyla bu hastalıklardan herhangi birine sahip olan bireylerin mutlaka böbrekleri ile ilgili kontrollerini düzenli olarak yaptırmaları ve diyetlerini bu hastalıklara göre düzenlemesi önemlidir. Erken tanı böbrek hastalığının ilerlemesini yavaşlatabilir veya önleyebilir.
Diyabet böbrek hastalığının en önemli önde gelen nedenlerinden biridir. Bu nedenle kan şekerinin kontrol altında olması çok önemlidir. Bunu öğün saatlerini düzenleyerek, posadan zengin besinleri tercih ederek, her öğünde yeterli miktarda sebze tüketerek, tam tahıllara diyetimizde yer vererek ve şekerli yiyecek ve içeceklerden uzak durarak başarabiliriz.
Önemli bir diğer nokta ise tuz tüketimidir. Günlük tuz tüketiminin azaltılması hem kan basıncını dengelemek hem de görevi vücuttaki sodyum dengesini sağlamak olan böbreğin yükünü azaltmak açısından çok önemlidir. Günlük tükettiğimiz tuzun büyük bir kısmı satın aldığımız besinlerden gelmektedir. Bu nedenle alışveriş yaparken etiket okumaya özen göstermeli, peynir, hellim ve zeytin alırken az tuzlu veya tuzsuz olanları tercih etmeli turşu ve salamura besinlerden kaçınmalıyız. Yemeklerimizi tuz yerine baharat ve limon gibi çeşni vericilerle lezzetlendirmek de günlük tükettiğimiz tuz miktarını azaltmaya yardımcı olacaktır. Düzenli bir yaşam tarzı en az beslenme kadar böbrek sağlığını korumak için gereklidir. Bu doğrultuda her gece 7-8 saat uyumak, sigara tüketmemek, alkol tüketme alışkanlığımız varsa bunu sınırlandırmak, fazla kilolarımızı vermek ve fiziksel olarak aktif olmak yine böbrek hastalıklarından korunmada izlenebilecek önemli adımlardır.”