Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay depremde yaşananların bir kader olmadığına, depremin, kısa yoldan zengin olmak ve rant elde etmek peşinde olan yozlaşmış, çürümüş ve bilimi göz ardı etmiş bir zihniyetin sonucu olduğunu belirtti.

Erhürman'ın  Meclis konuşması Erhürman'ın Meclis konuşması

Özersay, 6 Şubat depreminin birinci ayında yayınladığı mesajında “Bilimi hiçe sayıp arazi rantı etrafında palazlanan kesimlerden aldıkları mali destekle siyaseti para ve makam için yapanları, imar planları yapılmasına karşı çıkarak popülizm temelinde siyaset yapanları, deprem tehlikesini hiçe sayacak şekilde yandaş yaratmak ve oy devşirmek maksadıyla imar affı çıkaranları ve maalesef kısa sürede hızlıca zengin olmak, para kazanmak pahasına bu tür siyasilere destek olanları, onların peşinden koşup, onlara alkış tutanları unutmamak gerekir. Karşı karşıya olduğumuz hezimet ve yıkımın büyük resminin diğer parçaları bunlardır” ifadelerini kullandı.


Halkın Partisi’nden verilen bilgiye göre, Özersay mesajına, "6 Şubat sabahı ülkemizin geleceğini temsil eden o güzel insanlar, evlatlar tüm masumiyetlerine rağmen avuçlarımızın arasından sıyrılıp gittiler, bu dünyadan, sevenlerinden, bizden koparıldılar. İnsanımızın canına ve genel anlamda insanların canına kıymaktan, kendi siyasi, ekonomik menfaati için insanları böyle bir riske atmaktan çekinmeyenlerle dolu etrafımız. Kader olmayan bu cinayetin sorumlularının tamamını görmezsek, büyük resimde siyasi, ekonomik ranta ortak olanların tamamının bir ahlâk, zihniyet ve ilaveten bir cehalet meselesi olduğunu görmezsek kendimizi kandırmış oluruz" diyerek başladı.

"Tüm bu yaşananlar hem siyasetteki hem de toplumun bazı kesimlerindeki çürümeyle, makamda kalmaya, paraya ve kısa yoldan zengin olmaya tamah eden bir ahlak anlayışıyla, daha doğrusu bir ahlâksızlıkla, değer erozyonuyla ve cehaletle bağlantısı olduğunu görmek zorundayız" diyen Özersay, bunlara karşı mücadele verilmesi gerektiğini vurguladı.

Özersay şöyle devam etti:


"Bilimi hiçe sayıp arazi rantı etrafında palazlanan kesimlerden aldıkları mali destekle siyaseti para ve makam için yapanları, imar planları yapılmasına karşı çıkarak popülizm temelinde siyaset yapanları, deprem tehlikesini hiçe sayacak şekilde yandaş yaratmak ve oy devşirmek maksadıyla imar affı çıkaranları ve maalesef kısa sürede hızlıca zengin olmak, para kazanmak pahasına bu tür siyasilere destek olanları, onların peşinden koşup, onlara alkış tutanları unutmamak gerekir. Karşı karşıya olduğumuz hezimet ve yıkımın büyük resminin diğer parçaları bunlardır.

Ve tüm bunların üzerine depremin ertesinde 20 gün boyunca tek bir binanın denetimine başlayamayan, halkın karşısına çıkıp tek bir ağızdan bir hükümet sözcüsü veya muadili birisi kanalıyla ilk andan itibaren düzenli, sürekli ve anlaşılır bilgilendirme yapamayan; her seviyede gün aşırı komiteler kurmakla zamanı boşa geçiren, okullardaki çocuklarıyla ilgili velilere gereken güveni veremediği için okul aile birliklerinin çocuklarını okullara göndermeme kararı almasına neden olan, deprem ertesinde ilk iş olarak adeta ‘fırsat bu fırsat’ hissi verecek şekilde maaş kesintisi ve deprem vergisi koyma yoluna giderek toplumsal dayanışma ruhunu zedeleyerek meseleyi paraya indirgeyen, her seviyede tasarruf namına hiçbir adım atmadığı gibi insanların tepkisini çekecek şekilde yandaş istihdamlarına ve harcamalarına devam ederek ‘tasarruf yapmalıyız’ şeklindeki ifadelerde samimi olmadığı görüntüsü yaratan gayrimeşru bir hükümet."

Zaman ve yaşanan bu felaketlerin "siyasi yozlaşmayı, siyaset ahlâkındaki ve kısa yoldan zengin olma peşine düşen toplumun kimi kesimlerindeki çürümeyi" net ve görünür hale getirdiğini savunan Özersay, artık bunlara karşı çok daha kararlı bir şekilde mücadele etmek zorunda olunduğunu ifade etti.

Özersay, bunlara gözlerini yumanların bu suça ortak olmayı kabul etmiş olacağını belirterek, "Bütün bu yaşananları ve kök nedenlerini unutmayacak, unutturmayacağız. Hem sorumluların hesap vermesi için hem de bu tür zihniyete sahip olanların geleceğimizi çalmasını önlemek için mücadeleye #devam edeceğiz.” dedi.

Editör: TE Bilisim