Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gözde Okburan 1-7 Nisan Kanser Haftası nedeniyle açıklamalarda bulundu. Yrd. Doç. Dr. Okburan yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Kanserden Korunmada Beslenme”
“Dünya Kanser Araştırma Fonu (WCRF) ve Amerikan Kanser Araştırma Enstitüsü (AICR) tarafından yürütülen bir meta-analizde, daha yüksek beden kütle indeksi (BMI), daha büyük bel çevresi ve daha büyük bel-kalça oranı ile fazladan yağ kütlesine sahip olmanın riski bazı kanserleri önemli ölçüde artırdığına dair ikna edici kanıtlar bulunduğunu göstermektedir. BMI, kişinin ağırlığının, boyunun karesine bölünmesi ile hesaplanan bir ölçüm yöntemidir. Bu hesaplama sonucu çıkan değer; 18,5-25 arası ise kişi normal, 25.1-29.9 fazla kilolu ve 30 veya daha fazla obez olarak sınıflandırılmaktadır. BMI'deki her 5 puanlık artış, %50 daha yüksek endometriyal kanser riski, %48 daha yüksek özofagus adenokarsinom riski, %30 daha yüksek böbrek kanseri riski, %30 daha yüksek karaciğer kanseri riski, %12 daha yüksek postmenopozal meme kanser riski, %10 daha yüksek pankreas kanseri riski ve %5 daha yüksek kolorektal kanser riski ile ilişkilendirilmiştir.Bel çevresindeki her 10cm artışın özofagus adenokarsinomu riskini %34, pankreas kanserini %11, postmenopozal meme kanserini %11, böbrek kanserini %11, endometriyal kanseri %5 ve kolorektal kanser riskini %2 artırdığı gösterilmiştir.
Bel-kalça çevresi (WHR) bel çevresi ile kalça çevresinin oranıdır. Bilimsel çalışmalar sonucunda bu değer ölçülerek, bireylerin gelecekte karşılaşabilecekleri potansiyel sağlık problemlerinin risk düzeyi kolayca tespit edilebilmektedir. Bel bölgesinde daha fazla yağlanma olan kişilerde (elma şekli), yağ oranının kalça bölgesinde yoğunlaşan kişilere (armut şekli) kıyasla kanser ve diğer kronik hastalıkların görülme riskinin daha yüksek olduğu gösterilmiştir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), sağlıklı bir WHR'nin erkeklerde 0,9 veya daha az iken kadınlarda 0,85 veya daha az olmasını önermektedir. Bel-kalça oranındaki her 0.1 birimlik artış, özofagus adenokarsinomu riskini %38, böbrek kanserini %26, endometrium kanserini %21, pankreas kanserini %19, postmenopozal meme kanserini %10 ve kolorektal kanser riskini önemli ölçüde artırdığı gösterilmiştir. Yetişkin yaşamında önemli ölçüde artan vücut ağırlığı, postmenopozal meme kanseri ve endometriyal kanserin ikna edici bir nedenidir. Yetişkinlik döneminde vücut ağırlığındaki her 4,5kg artış, %16 daha yüksek endometriyal kanser riski ve %6 daha yüksek postmenopozal meme kanseri riski ile önemli ölçüde ilişkili olduğu gösterilmiştir.”
“Sağlıklı Bir Beslenme Programı”
“Genel olarak sağlıklı beslenme düzeni kanser riskini %10-20 oranında düşürme potansiyeline sahiptir. Diyet ve kanser insidansı arasındaki ilişki kanser bölgelerine ve ayrıca cinsiyete göre değişmekle birlikte sağlıklı beslenme için önerilen bileşenler genellikle benzerdir. WCRF/AICR, kansere karşı korunmak için aşağıdaki beslenme önerilerini listelemiştir;
Alkol tüketimini sınırlayın; Alkollü içki tüketiminin ağız, yutak ve gırtlak, yemek borusu, karaciğer, kolorektum ve meme (özellikle menopoz sonrası) kanserlerinin nedeni olduğuna dair güçlü kanıtlar bulunmaktadır. Günde tüketilen her 10 gram alkol yukarıda bahsedilen kanserlerin riskini %4-25 oranında artırmaktadır. Kanıtlar, her türden alkollü içeceğin kanser riski üzerinde benzer bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir. Bu nedenle bu öneri, bira, şarap, alkollü içkiler (likörler) veya diğer alkollü içeceklerin yanı sıra diğer alkol kaynakları gibi tüm alkollü içecekleri kapsamaktadır.
Tam tahıllar, sebzeler, meyveler ve kurubaklagiller açısından zengin bir beslenme düzeniniz olsun. Tam tahılları, sebzeleri, meyveleri ve fasulye, mercimek gibi bakliyatları (baklagiller) günlük beslenme programınızın önemli bir parçası haline getirin. Tam tahıl posasının yeterli miktarda alındığı durumlarda kolorektal kansere karşı koruduğuna ve diyet lifi içeren yiyecekler kolorektal kanser riskini azaltırken vücut ağırlığı üzerinde olumlu etkilere sahip olduğu ve yukarıda açıklandığı gibi birçok kanser riskini artıran obeziteye karşı güçlü bir koruyucu olduğuna dair güçlü kanıtlar bulunmaktadır. Yeterli miktarda diyet posası alımı için günde en az 5 porsiyon sebze ve meyve tüketimi ile birlikte kurubaklagil tüketiminin de beslenme programında olması gerektiği bilinmektedir.
‘Hızlı’ besinleri sınırlandırın. Hızlı yiyecekler, enerjisi yoğun olma eğiliminde olan ve genellikle büyük porsiyonlarda tüketilen hazır yiyeceklerdir. Daha fazla miktarda 'hızlı besinler ve yağ, nişasta veya şeker oranı yüksek diğer işlenmiş gıdaları içeren diyetlerin ve) 'Batı tipi' (yüksek miktarda serbest şeker, et ve yağ ile karakterize edilen diyetin tüketilmesi ile birlikte bazı kanser türlerinin görülme sıklığının arttığına dair güçlü kanıtlar vardır. Hızlı besinlerin tüketimi sonucu, aşırı enerji alımı ile birlikte vücut ağırlığındaki ve vücut yağındaki artış obezite olasılığını artırmaktadır. Daha fazla vücut ağırlığı ve vücut yağı, birçok kanserin nedeni olduğu bilinmektedir.
Kırmızı ve işlenmiş eti sınırlayın. Kırmızı et; sığır, dana eti, domuz eti, kuzu, koyun eti,ve keçi dahil olmak üzere bir memeliden elde edilen her tür kas etini içerir. İşlenmiş et, lezzetini arttırmak veya korumayı iyileştirmek için tuzlama, kürleme, fermantasyon, tütsüleme veya diğer işlemler yoluyla dönüştürülmektedir. Hem kırmızı hem de işlenmiş etin bir dizi kanser riskini artırdığı öne sürülürken, kanıtlar en çok kolorektal kanser için ikna edicidir. Kolorektal kanser riski her 50 gr/gün işlenmiş et alımında %16 ve her 100g/gün kırmızı et alımında %12 arttığı gösterilmiştir. Et, özellikle protein, demir, çinko ve B12 vitamini gibi değerli bir besin kaynağı olabileceğinden, tavsiye edilen kırmızı etten minimum düzeyde tüketilmesi tavsiye edilmektedir. Bununla birlikte, kümes hayvanları ve deniz ürünleri genellikle daha sağlıklı protein kaynaklarıdır.
Şekerle tatlandırılmış içecekleri sınırlayın. Şekerle tatlandırılmış içeceklerin, özellikle sık veya büyük porsiyonlarda tüketildiğinde hem çocuklarda hem de yetişkinlerde vücut ağırlığında, vücut yağında artışa sebep olarak obeziteye neden olduğuna dair ikna edici kanıtlar vardır. Yukarıda da belirtildiği gibi daha fazla vücut ağırlığı ve vücut yağı, birçok kanserin nedeni olduğu bilinmektedir.
Birçok kanser türü genel yaşam tarzı değişiklikleri ile önlenebilir. Bu bağlamda “Yedikleriniz ilacınız, ilacınız yedikleriniz olsun.”