DOĞA ve ÇEVRE

Küresel su krizi: Su kıtlığı ile yüzleşme zamanı

Küresel Su Ekonomisi Komisyonu'nun raporuna göre, dünya nüfusunun yarısı su kıtlığı tehlikesiyle karşı karşıya. İklim değişikliği, tatlı su talebini artırarak durumu daha da zorlaştırıyor.

Küresel Su Ekonomisi Komisyonu, su krizine dair çarpıcı bir rapor yayımladı. Raporda, dünya nüfusunun yarısının su kıtlığı ile karşılaştığı ve iklim değişikliğinin etkileriyle bu durumun giderek kötüleşeceği vurgulanıyor.

Dünya su sistemlerinin "eşi benzeri görülmemiş bir baskı" altında olduğu belirtilen raporda, önümüzdeki on yıl içinde tatlı su talebinin arzı yüzde 40 oranında aşacağı öngörülüyor. İnsanların sağlıklı bir yaşam sürdürebilmesi için günlük 50-100 litre suya ihtiyaç duyduğu, ancak yeterli beslenme ve ideal bir yaşam için bu miktarın yaklaşık 4.000 litreye ulaşabileceği ifade ediliyor.

Çoğu bölgede bu ihtiyaç yerel kaynaklarla karşılanamadığından, insanların gıda, giysi ve diğer tüketim mallarının ticaretine bağımlı kaldığı vurgulanıyor. Bazı ülkeler, tarımda kullanılan "yeşil su" kaynaklarından daha fazla yararlanırken, diğerleri "mavi su"ya odaklanıyor.

Raporda, suyun "atmosferik nehirler" aracılığıyla bir bölgeden diğerine taşındığı ve dünya genelindeki yağışların yarısının sağlıklı ekosistemler tarafından atmosfere geri verilen su buharıyla oluştuğu belirtiliyor.

Komisyonun eş başkanlarından Singapur Devlet Başkanı Tharman Shanmugaratnam, ülkelerin su kaynaklarının yönetiminde iş birliği yapmaları gerektiğini vurgulayarak, tatlı su kaynaklarını koruma ve verimli kullanma konularında radikal düşünme gerekliliğine dikkat çekti.

Rapor, yıllık 700 milyar dolardan fazla tarım sübvansiyonunun büyük bir kısmının yanlış yönlendirildiğini, çiftçilerin ihtiyaç duyduklarından fazla su kullanmaya teşvik edildiğini de belirtiyor. Ayrıca, endüstriyel atık suların yüzde 80'inin geri dönüştürülmediği vurgulanıyor.

Uzmanlar, küresel su krizinin çözümü için hükümetlerin su kaynaklarını koruma, yanlış sübvansiyonları kaldırma ve döngüsel bir ekonomi oluşturma konusunda uluslararası iş birliğine gitmeleri gerektiğini ifade ediyor.