GÜNEY KIBRIS

Güney Kıbrıs’a Iron Dome iddiası, Barak MX savunma sistemi

Rum basını, Hristodulidis hükümetinin, önceki yönetimin projelerine 'gasp' diyerek müdahale ettiğini ve Iron Dome yerine Barak MX sistemi aldığını öne sürdü. Bu gelişme, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin savunma stratejilerini yeniden şekillendiriyor.

İsrail’in “Iron Dome” (Demir Kubbe) hava savunma sisteminin ilk partisini Güney Kıbrıs’a gönderdiği ve RMMO’ya teslim edilen sistemin aktifleştirildiği iddiasının ardından, konuyla ilgili haberler Rum basınında yer almaya devam ediyor.

Alithia gazetesi, “Başkalarının Yaptıklarıyla Gösteri- Hükümet Öncekilerin Projelerini Gasp Etmeye Devam Ediyor- Iron Dome’un Satın Alındığı Yalan Haber, Kendimizi Barak MX ile Donattık” başlıklarıyla geniş yer verdiği haberinde, Hristodulidis hükümetinin önceki hükümetin kararları temelinde yeniden başlatılan, üzerinde mutabakata varılan ve eski bütçeye dahil edilen projeleri “gasp etmeye” devam ettiğini yazdı.

Haberde, "Hristodulidis hükümetinin ne yazık ki yalnızca kendi zamanında meydana gelen her şeye el koymakla kalmayıp, bunları büyüttüğü ve kamuoyunu da yanlış bilgilendirdiği" belirtildi.

Gazete, buna paralel olarak kamuoyuna yalan haberler sızdırılarak iki taraf arasında yeni geçiş noktaları açılmasına dair görüşmeler ve Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak genişletilmiş bir görüşme gerçekleştirilmesi için hazırlıklar yapılması gereken bir zamanda, KKTC ile Türkiye’de gereksiz tepkilere yol açıldığını da savundu.

Haberinde Rum Yönetiminin envanterine eklediği Barak MX isimli çok boyutlu İsrail hava savunma sistemine atıfta bulunan gazete, bunun Haralambos Petridis’in Savunma Bakanı olduğu zamanlarda varılan bir anlaşma olduğunu ve devletin 2021 yılı bütçesine dahil edildiğini anımsattı.

Gazete, bunun “Iron Dome” isimli son teknoloji İsrail sistemiyle bir alakası olmadığına işaret ederken, Yunanistan’ın bile "Iron Dome" sistemini envanterine eklemeyi başaramadığını ve benzer bir sistem için anlaşmaya vardığını kaydetti.

Haberde gazetenin 2022 yılında, bir önceki Rum hükümetinin “Drone Dome” isimli son teknoloji ürünü sistemi satın almak için İsrail’le müzakerelerin ileri aşamasında olduğunu ifşa ettiği de anımsatıldı.

Gazeteye göre Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis ise “Iron Dome” sisteminin satın alınmasıyla ilgili sorulara dün verdiği yanıtta bunu yalanlamazken, “söyleyebileceği tek şeyin yalnızca işgal altındaki bir ülke olmalarından ötürü değil aynı zamanda özel jeostratejik öneme sahip bir bölgedeki AB üye devleti de olmalarından dolayı, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin caydırıcılık gücünü güçlendirmek için gereken her şeyi yapacakları ve gereken her şeyi yaptıkları olduğunu" vurguladı.

BARAK MX’İN OLANAKLARI

Gazeteye göre emekli Korgeneral Konstantinos İatridis ise dün Omega’ya verdiği röportajda kısaca şunları söyledi:

“Barak MX; toprakları hava tehditlerinden bir diğer ifadeyle uçaklardan, insansız hava araçlarından ve füzelerden korumak için planlanmış çok boyutlu bir hava savunma sistemidir. Sistem son derece modern bir elektronik tarama radarına sahiptir ve bu radar çok uzak mesafelerden hedefleri ve tehditleri tespit etme olanağına sahip olduğu gibi birçok hedefi aynı anda tespit etme ve vurma olanağına da sahiptir.”

Gazete, Güney Kıbrıs’a yönelik Amerikan silah ambargosunun tamamen kaldırılmasından ötürü önümüzdeki dönemde savunma konusuyla ilgili olarak başka açıklamalar yapılmasının beklendiğini de ekledi.

Politis gazetesi ise “Barak MX NATO’yla Uyumlu- Barak MX NATO ile Birleşme Bağlamında” başlıklı haberinde Rum Yönetiminin şartlar olgunlaştığında NATO’ya katılım nihai hedefiyle, ABD’yle sahip olduğu ilişkilerini tüm aşamalarda daha da derinleştirme konusundaki kararlılığının teortik boyutların ötesinde pratik boyutlara da sahip olduğunu öne sürdü.

Kısa süre önce İsrail’den Barak MX isimli uçaksavar füze sistemi (kubbe) satın alınmasının buna örnek teşkil ettiğini yazan gazete, diplomatik bir kaynağa dayanarak son teknoloji ürünü bu sistemin tedarik edilmesinin ve kurulumunun başlamasının Rum Yönetiminin savunma açısından NATO üyesi devletlerin askeri sistemleriyle uyumlu hale gelme konusundaki faaliyetlerinin çerçevesine dahil olduğunu belirtti.

Gazeteye konuşan “diplomatik kaynak” Rum kesiminin, sahip olduğu Rus askeri teçhizatlarının düzeyinin yükseltilmesini ve askeri yedek parçaların tedarik edilmesini imkânsız hale getiren Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve Moskova aleyhindeki batı yaptırımlarının akabinde, savunma alanında meydana gelen boşluğu kapatmak istediğine işaret etti.

Haberde Rum kesiminin NATO’yla aynı hizada hareket etmesine izin verecek askeri teçhizatı güvence altına almak istediği de kaydedildi.

Rum hükümetinin ise konuyla ilgili olarak “alçak ses tonlarını” muhafaza etmeyi sürdürdüğünü kaydeden gazete, Hristodulidis’in dün yaptığı açıklamada “söyleyebileceği tek şeyin yalnızca işgal altındaki bir ülke olmalarından ötürü değil aynı zamanda özel jeostratejik öneme sahip bir bölgedeki AB üye devleti de olmalarından dolayı Kıbrıs Cumhuriyeti’nin caydırıcılık gücünü güçlendirmek için gereken her şeyi yapacakları ve yaptıkları şeklinde olduğunu” vurguladığını iletti.

ABD ve NATO’yla ilgili olarak da bu çerçevede faaliyetlerde bulunduklarını dile getiren Hristodulidis, şu anda NATO üyesi olamamalarının Rum Milli Muhafız Ordusunun (RMMO) farklı aşamalarda daha fazla güçlenmesini önlediği iddiasında da bulundu.

Bu problemle başa çıkabilmek amacıyla, RMMO’nun güçlenmesi ve Rum Yönetimi’nin caydırıcılık gücünün güçlenmesi için özellikle ABD’yle spesifik eylemlerde bulunduklarını dile getiren Hristodulidis, Türkiye’nin konuyla ilgili tepkilerini yorumlamaktan ise kaçınarak “Türkiye’nin uygun gördüğü gibi görüşlerini ortaya koyabileceğini” ifade etti.

HRİSTODULİDİS NATO'YLA İLGİLİ YENİ DUYURULAR YAPILACAĞINDAN SÖZ ETTİ

Haravgi gazetesinde yer alan habere göre ise Hristodulis, Güney Kıbrıs’ın füzesavar sistemi konusuyla ilgili dünkü açıklamasında “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin caydırıcılık gücünün güçlendirilmesi için yaptıkları hamlelerin içeriğine ilişkin kesinlikle bir açıklama yok” ifadesini kullandı.

Rum Yönetimi’nin caydırıcılık gücünü güçlendirmeleri gerektiğini, ABD ve NATO’yla ilgili olarak da bu çerçevede faaliyetlerde bulunduklarını dile getiren Hristodulidis, açıklamasının devamında birçok şey yapıldığını ve ilan edildiğini belirterek, yakın zamanda daha da fazlasının açıklanacağını sözlerine ekledi.