MELİHAT HAKSIZ

Şirinevler bölgesinde taş ocağındaki patlamalar, bölge halkının evlerinde çatlaklara, ekinlerinde ise verim kaybına neden olduğu iddia edildi.

Bölge halkı: Devlet bizi unuttu

Taş ocaklarındaki patlamalar nedeniyle evlerinde çatlaklar oluştuğunu ve tedirgin olduklarını ifade eden bölge halkı Kıbrıs Net Haber’e konuştu.

Bu konuda bir eylem yapmayı düşündüklerini söyledi. Şirinevler Muhtarı Serkan Pilli, taş ocaklarının denetlenmesi gerektiğini belirterek, “O kadar dinamit kullanıyorlar ki evlerde çatlamalar oluştu. Kimse denetlemiyor. Çevre Dairesi ve ilgili yetkililer, ‘Denetlemesi gereken biz değiliz.’ diyor. Herkes birbirine atıyor. Yolda kamyonların yaydığı toz, ekinlerimize zarar veriyor ve sağlık sorunu yaratıyor. Bu konuda bir çözüm istiyoruz.” dedi.

Jeoloji ve Maden Dairesi: Şikayet gelmedi

Konuyla ilgili özel açıklama yapan Jeoloji ve Maden Dairesi Müdürü Ayşen Kumsal, taş ocaklarındaki patlatmaların gerekli denetimlere tabi olduğunu belirterek, şu ana kadar kendilerine benzer bir şikayet ulaşmadığını söyledi ve “Patlatma miktarlarıyla ilgili patlayıcı maddeler müfettişimiz gerekli kontrolleri yapıyor. Sarsıntı ölçümleri de sağlanıyor.” dedi.

Yerbilim Mühendisleri Odanı'ndan yanıt

Yerbilim Mühendisleri Odası YK üyesi ve Teknik Nezaretçi Dr. Ertan Akün, patlatmaların uluslararası standartlara uygun yapıldığını ve evlerdeki çatlakların bu patlamalarla bağlantısının mümkün olmadığını belirtti. Akün, “Ölçümlere göre evlerdeki çatlakların oluşması mümkün değil. Ayrıca, toz konusunda da çalışmalar yapılıyor ve minimuma indirilmeye çalışılıyor.” dedi.

Yürütülen çalışmanın bu yıl içerisinde sonuca bağlacağını ifade eden Akün, bu çalışmların tek bacaklı değil Çevre Dairesi’nin de katkı koyması gerktiğini söyledi. Taş Ocakları Birlik Başkanından aldığı bilgiyi paylaşan Akün, Kıbrıs’ı güneyine herhangi bir malzeme şatışı olmadığını da da belirtti. Çevreye zorunlu bırakılan zararın üst düzey olduğunu, devlet kurumlarının ellerini taşın altına koyarak çaba harcamaları gerektiğini vurgulayan Dr. Akün, “Her şey asgari şekilde yapılmalıdır.” dedi.

Kıbrıs’ın kuzeyinde 19 tane aktif taş ocağu olduğunu söyleyen Akün, patlamaların kontrollü olduğunu söyledi ve patlama sayılarının işletme projesine göre farklı olabileceğini ancak, sıralı patlatma nedeniyle herhangi bir etki olmayacağını da ekledi.

Prof. Dr. Şerife Gündüz: Ekosistem tehdit altında

Prof. Dr. Şerife Gündüz, taş ocaklarının çevreye verdiği zararın boyutlarına dikkat çekti. Gündüz, “Beşparmak Dağları ve Kuzey Dağ Silsilesi boyunca uzanan alanlar, ekosistem, habitat ve biyolojik çeşitlilik açısından son derece zengin bölgeler olup, Avrupa’nın Natura 2000 ağı içinde yer alması gereken potansiyel doğal koruma alanlarıdır. Natura 2000, Avrupa Birliği sınırları içinde belirlenmiş bir doğal çevre koruma ağıdır ve ekosistemlerin, biyolojik çeşitliliğin ve önemli türlerin korunmasını amaçlayan çeşitli önlemleri içerir. Bu bağlamda, Beşparmak Dağları’nda özel çevre koruma alanı ilan edilmesi gereken bölgeler bulunmaktadır” dedi.

Gündüz, taş ocaklarının çevreye verdikleri zararların yalnızca yerel değil, küresel ölçekte ekolojik ve çevresel bir sorun haline geldiğini vurguladı. Bu alanların özel çevre koruma alanı statüsü kazanması ve Natura 2000 ağı içinde değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.

Prof. Dr. Şerife Gündüz, taş ocaklarının ekosisteme ve doğaya verdiği zararları ise şu şekilde özetledi:

“Taş ocakları, görsel kirlilik, atık kirliliği, toz kirliliği, su kirliliği, sarsıntı ve gürültü, toprak kaybı ve erozyon gibi ciddi tahribatlara yol açmaktadır. Ekosistemi tehdit eden taş ocakları, yalnızca bitki örtüsünü değil, bölgedeki su kaynaklarını ve yaban hayatını da olumsuz etkilemektedir. Özellikle patlatmalar nedeniyle oluşan sarsıntılar, çevredeki evler ve yollar üzerinde fiziksel hasara yol açarken, yoğun toz kirliliği halk sağlığını tehdit etmektedir.”

Yarın Arife, 3 günlük Ramazan Bayramı pazar günü başlıyor Yarın Arife, 3 günlük Ramazan Bayramı pazar günü başlıyor

Birol Karaman: Taş ocakları rehabilitasyon gerektiriyor

Yerbilim Mühendisleri Odası eski Başkanı Birol Karaman, Akçicek bölgesinde üç adet kırma kum-çakıl ocağı ve bir mozaik taş ocak bulunduğunu, mozaik taş ocağındaki patlatmaların daha az yoğun olduğuna ancak kırma kum-çakıl ocaklarının çevreye ciddi rahatsızlık verdiğine dikkat çekti.

"Modern madencilik için uygun değil"

Akçicek bölgesinin modern madencilik için uygun olmadığına vurgu yapan Karaman, bakanlıklara yazılmış raporların bulunduğunu belirtti. Ancak bu raporların hiçbir hükümet tarafından dikkate alınmadığını ve kapatma kararı verilmediğini ifade etti. “Sonrasında ise taş ocakları rehabilitasyon kapsamına alınmaya çalışıldı, ancak bu konuda da herhangi bir adım atılamadı” dedi.

Fotoğraflar: Melihat Haksız

Editör: Melihat Haksız