Ertuğruloğlu, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Hristodulidis’in, Beyaz Saray’da ABD Başkanı Joe Biden tarafından kabul edilmesinin ardından “bilindik tarihi geçmiş açıklamalarını” yinelediğini ifade ederek, şöyle devam etti:

“ABD yönetiminin stratejik ortaklık kisvesi altında Güney Kıbrıs Rum yönetimine vermekte olduğu desteğin bölgedeki hassas dengeleri değiştirme tehlikesi taşıdığını uzun bir süreden bu yana ısrarla ifade etmekteyiz.

Tüm uyarılarımıza rağmen Güney Kıbrıs Rum yönetimine verilen açık destek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin rızasını çekmiş olduğu ‘federasyon’ görüşmelerine yeniden dönülmesi için Kıbrıs Türk tarafı üzerinde baskı yaratma çabasıdır.

-"ABD gözdağı vermektedir… " 

ABD son dönemde, ülkemizi ziyaret etmek isteyen kişi ve heyetlere ülkemiz havalimanını kullanmaması yönünde telkinlerde bulunmakta, hatta ülkemizi ziyaretlerini engellemeye çalışmakta, yayınladığı raporlarda adada tek bir yasal devlet bulunduğu vurgusunu artırmaya çalışmakta, kısacası, Kıbrıs Türk tarafı ‘federasyon’ görüşmelerine yanaşmaz ise, Güney Kıbrıs Rum yönetimine vermekte olduğu desteği artıracağına ilişkin gözdağı vermektedir.

-"Güney Kıbrıs bu desteği istismar ediyor"

Girne’de çevre ve tarım odaklı atölye çalışmaları devam ediyor Girne’de çevre ve tarım odaklı atölye çalışmaları devam ediyor

ABD yönetiminin bu desteği ise Güney Kıbrıs Rum yönetimi tarafından istismar edilmekte ve Kıbrıs meselesine ilişkin sözde bir müzakere süreci başlamasını destekleyen bir algı yaratmalarına sebebiyet vermektedir. Başta ABD yönetimi olmak üzere uluslararası toplumun görmezden geldiği en önemli husus şudur; Rum tarafının tek amacı, sözde bir müzakere süreci ile Kıbrıs Türk tarafını ilelebet masaya hapsederek, ‘adanın tek yasal temsilcisi’ edasıyla uluslararası temsiliyete devam etmek ve Kıbrıs Türk halkının izolasyonunu sonsuza kadar sürdürmektir.

-"ABD, Rum devletini cesaretlendirmekten bir an önce vazgeçmelidir"

ABD’nin şımartmasından başı dönen Rum devleti, haddini aşarak, kendisini Doğu Akdeniz’de bir aktör, hatta Türkiye’nin yerine geçen bir aktör olarak görmeye başladığını ifade etmeye başlamıştır. Figüranlığı aktörlükle karıştıran bu hadsiz zihniyet, cüce Rum devletini bölgenin tek aktörü Türkiye Cumhuriyeti ile mukayese etme zavallılığını sergilemeye başlamıştır. ABD’nin, bu hadsizliği cesaretlendirmekten bir an önce vazgeçmesi gerekmektedir.

Hiçbir güç Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Kıbrıs Türk halkının Doğu Akdeniz bölgesindeki varlığını ve haklarını yok saymaya yetmeyecektir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti Kıbrıs Türk halkının tek yasal temsilcisidir.

Uluslararası toplumun Kıbrıs’taki gerçekleri inkardan vazgeçmesi ve Kıbrıs meselesinin esasını teşkil eden yaklaşımından, diğer bir deyişle Rum yönetimine ‘yasal temsilci’ muamelesi yapmaktan vazgeçmesi elzemdir. Bu saatten sonra, Kıbrıs’ta federasyon bir yana taraflar arasında herhangi bir ortaklık kurulması hayalden ibarettir. Kıbrıs adasının geleceği iki ayrı devletin yan yana iyi komşuluk ilişkileri geliştirmesinden geçmektedir.”

Editör: Serap Okuducu