Biyolog ve Çevre Bilimci Deniz Miralay, Kıbrıs Net Haber'e özel yaptığı açıklamada, Sağlık Bakanlığı ve Çevre Dairesi'nin yayınladığı deniz suyu analiz sonuçlarının güvenilirliğine dair ciddi endişelerini dile getirdi.

Miralay, "Meslektaşlarımın yayınlanan deniz suyu tahlil sonuçlarının geçerliliği ile ilgili taşıdığı endişeyi elbette ben de paylaşıyorum. Verinin geçerliliğini, güvenilirliğini ve tutarlılığını tartışabilmemiz için, önce veriye gerçekten de sahip olduğumuzdan emin olmamız gerek!" diyerek, halkın sağlığı için daha güvenilir ve şeffaf verilerin sunulması gerektiğini vurguladı.

Miralay, 15 Haziran'da Sağlık Bakanlığı'nın plajların temiz olduğu yönündeki açıklamasının bilimsel ciddiyetten uzak ve nicel veri içermediğini belirtti.

Haziran ayında yapılan açıklamada 102 plajdan bahsedilirken, Temmuz ayında yayınlanan raporda yalnızca 61 plaja yer verilmesinin de güvenilirliği sorgulattığını ifade etti.

Denizlerin karmaşık ve dinamik ekosistemler olduğunu belirten Miralay, "Veriler güvenilir değil demek, plajlar kirli ve kullanıma uygun demek değil. Fakat güvenliğimizden emin olmamız için yeterli ve tutarlı veriye ihtiyaç var." dedi.

Kirlilik analizlerinin herhangi bir tahlil laboratuvarında yapılamayacağını, bu görevin devlet kurumlarına düştüğünü belirten Miralay, bilgiye erişim ve temiz bir çevrede yaşamanın anayasal bir hak olduğunu hatırlattı.

Toplumdaki "Bize bir şey olmaz" algısının yaygın olduğunu ve bunun yalnızca deniz kirliliği değil, trafik, altyapı, kentleşme, orman yangınları ve iklim değişikliği gibi birçok konuda gözlemlendiğini söyledi. "Yönetim, emekten kaçınmadan, bilimsel veriler ışığında tüm senaryolara hazırlanırsa halka hizmet verebilir." diyen Miralay, kalkınma ve ekonomik büyüme için çevreden feragat edilmesi gerektiği yönündeki yanlış algıya dikkat çekti.

Miralay, halk sağlığını ilgilendiren mikroorganizma analizleri tartışması sürerken, deniz ekosistemine verilen zararın da unutulmaması gerektiğini belirtti. Denize karışan atıkların balıklardan mikroorganizmalara kadar tüm canlıları etkilediğini, mevcut bilimsel literatürün deniz biyoçeşitliliğini tehlikeli bir hızda kaybettiğimiz yönünde olduğunu söyledi.

KTOEÖS, Lapta-Yavuzlar Lisesi'nde eylem ve grev yaptı KTOEÖS, Lapta-Yavuzlar Lisesi'nde eylem ve grev yaptı

Miralay, "2050 yılında denizlerde balıktan daha çok plastik olması beklenmekte. Bu da balık ve diğer canlılardan yoksun, sağlığa zararlı, adeta bir çölü andıran denizlerin olduğu bir gelecek ihtimali demek." diyerek, temiz bir çevreyi savunmanın ve plaj temizliğine dair veriye erişim talep etmenin önemini vurguladı.

Miralay, "Denizler, içinde yaşayan tüm canlılardan denizi beslenme, dinlence veya spor amaçlarıyla kullanan herkesin ortak yaşam alanı; bunun bilincinde olmak tüm hükümetler gibi bizim hükümetimizin de sorumluluğu." dedi.

Muhabir: Melihat Haksız