KIBRIS

CTP’den deprem konusunda 11 maddelik öneriler paketi

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), deprem konusunda hareket planlarının belirlenmesi gerektiğini belirterek, 11 maddelik öneriler paketi açıkladı.

Sorumluların yargı önüne çıkarılması ve gereken cezayı almaları amacıyla “Hukuki Konularda Destek ve İzleme Komitesi” oluşturan CTP, imarda denetimsizleştirmenin önünü açma potansiyeli taşıyan KTMMOB Yasası ve İmar Yasası'nda değişiklik yapılmasını öngören tüm değişikliklerin derhal geri çekilmesini talep etti.

Tüm hastane, okul, devlet dairesi ve kamusal maksatla kullanılan binalardan başlamak üzere riskli görünen binaların incelenmesi ve bu incelemelerin raporlaştırılması gerektiğini kaydeden CTP, Meclis çatısı altında ise tüm siyasi partilerin katılımıyla 2 izleme komitesi kurulması gerektiğini belirtti.

“İnsani ikamet izni” ile ülkeye gelen kişilerin temel hizmetlerden faydalanabilmesinin organize edilmesinin önemini vurgulayan CTP, külliye inşaatının bir an evvel durdurulmasını ve buraya harcanan ve harcanması planlanan kaynağın Türkiye’deki depremzedelerin ihtiyaçlarına yönlendirilmesi gerektiğini ifade etti.

CTP, yüksek öğretimin uzaktan, online olarak yapılmasını net bir biçimde yanlış ve kabul edilemez bulduğunu da kaydetti.

CTP’den yapılan yazılı açıklamada, Türkiye’nin güney ve güney doğu illerinde 6 Şubat tarihinde yaşanan deprem felaketinin, ülkeyi de çeşitli yönleriyle etkilediği ifade edilerek, depremin gerçekleştiği coğrafyanın ülkeye yakın olması nedeniyle fiziksel olarak ortaya çıkan sarsıntı yanında deprem bölgesinde bulunan vatandaşlar ve öğrenci kafilelerinden çocukların depremde hayatını kaybettiği hatırlatıldı.

Ortaya çıkan bu acı tablo karşısında CTP’nin süreç boyunca gerekli duyarlılığı gösterdiği, başta kayıpların bulunarak, ülkeye getirilmelerine sorumlulukla katkı sağladığı belirtilen açıklamada, CTP’nin tüm kapasitesiyle yardım çalışmalarına katıldığı, belediyeler aracılığıyla koordineli yardımların Türkiye’ye ulaştırılmasına ve ülkeye gelen depremzedelerin insani ihtiyaçlarının acilen giderilmesine odaklandığı kaydedildi.

Gelinen aşamada bundan sonrası için yapılması gerekenlerin planlanması ve bu büyük acının ülkede veya yakın coğrafyada bir daha yaşanmaması için hareket planlarının belirlenmesi gerektiği vurgulanan açıklamada, partinin halihazırda üzerinde çalıştığı veya deprem sonrası süreçte yaptığı ve yapılması gerektiğini düşündüğü işler Kıbrıs Türk halkıyla paylaşıldı.

CTP’nin 11 maddelik öneriler paketi şöyle sıralandı:

“1.CTP öncelikle yaşanan depremde kusuru ve ihmali olan her kim varsa soruşturulması, sorumluların yargı önüne çıkarılması ve gereken cezayı almaları konusunda ciddiyetle çalışmaktadır. CTP bu amaçla; hukukçulardan ve mühendislerden oluşan 'Hukuki Konularda Destek ve İzleme Komitesi' oluşturmuş, ilgili sivil toplum örgütleriyle iş birliği içerisinde sürecin takip edilerek sonuçlandırılması için çalışma içerisine girmiştir. Komite, yaptığı çalışmaları ve elde ettiği bilgileri kamuoyu ile de paylaşacaktır.

2.Yaşanan bu acı olaydan çıkarılması gereken bir ders varsa, imar ve yapılaşma konusunda hiçbir kontrolsüzlüğe izin verilmemesi gerekliliğidir. Bu çerçevede ülkeyi yönetenlerin imarda denetimsizleştirmenin önünü açma potansiyeli taşıyan KTMMOB Yasası ve İmar Yasasında değişiklik yapılmasını öngören tüm değişiklikleri derhal geri çekmesi gerektiğini bildiririz. Mevzuatımızda bu konularla ilgili bir düzenleme ihtiyacı varsa bu düzenlemelerin çağın gerekliliklerine uygun olarak ve bilimin yol göstericiliğinde yapılması ve bu noktada katılımcı bir süreç izlenmesi gerekmektedir. ‘Ben yaptım, olur’ anlayışı derhal terk edilmelidir.

3.Ülkemizdeki yapı stokunun güvenli olup olmadığının bilimsel verilerle ortaya konabilmesi ve halkımızın güven içerisinde olduğunun tespit edilebilmesi amacıyla başta Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi olmak üzere, tüm hastane, okul, devlet dairesi ve kamusal maksatla kullanılan binalardan başlamak üzere riskli görünen binaların incelenmesi ve bu incelemelerin raporlaştırılması gerekmektedir. Yapılacak inceleme sonucunda yapı güvenliği kritik seviyede bulunan binaların uygun yöntemlerle güçlendirilmesi veya yeniden inşa edilmesi ivedilikle sağlanmalıdır.

4.Yaşanan deprem faciası ile birlikte Türkiye’deki deprem bölgelerinden ülkemize ciddi sayıda insan gelmekte olduğu açıktır. Ülkemizin nispeten daha güvenli bir yer olarak görülmesi nedeniyle ortaya çıkan bu durumun doğru bir biçimde yönetilmesi gerekmektedir. Toplumsal kaynakların, ülkemizde yaşamakta olan ve deprem nedeniyle göç eden her bireyin temel insan hakları olan eğitim, sağlık ve benzeri haklardan tam olarak yararlanabilecekleri imkanlar çerçevesinde ele alınması bizim için hayati önemdedir.

5.Meclis çatısı altında tüm siyasi partilerin katılımıyla 2 izleme komitesi kurulmalıdır. Bu komitelerden biri Türkiye Cumhuriyeti’ndeki adli süreçleri yakından takip etmeli ve oradaki kurumlar ve siyasi muhataplarla düzenli temas ve istişare içerisinde olmalıdır. Kurulacak diğer komiteye ise ülkemizdeki toplumsal kaynakların analizi ve hizmetlerin planlanması maksadıyla her türlü veri şeffaflıkla aktarılmalıdır. Deprem sonrası ülkeye gelen kişiler ve sonrasında “insani ikamet izni” çerçevesinde ülkemizde kalmaya devam edecek kişilerle ilgili olarak hizmetlerin planlanması noktasında bu komitenin görüş ve önerileri raporlanıp düzenli olarak genel kurulun bilgisine getirilmelidir.

6. ‘İnsani ikamet izni’ ile ülkemize gelen kişilerin temel hizmetlerden faydalanabilmesinin organize edilmesi son derece önemlidir. Zor bir durum esnasında ülkemizi güvenli bir liman olarak gören kişilerin herhangi bir biçimde hak mağduriyetine uğramaları bizim için kabul edilemezdir. Bu bakımdan belirtilen kapsamda ülkemize gelen kişilerin ülkeye girişlerinde depremzede kayıt formuyla kayıt altına alınmaları, genel sağlık durumlarıyla ilgili verilerin ülkeye girişlerinden itibaren alınması, bu sürede ikamet edecekleri belediye bölgelerinin belirlenerek, elde edilen verilerin süratle ilgili belediyeye bildirilmesi son derece önemlidir. Bu çerçevede belediyelere yapılan katkı paylarının bu yeni durum da gözetilerek ortaya çıkacak yeni ihtiyaçların karşılanabilmesine imkan yaratacak biçimde geliştirilmesi gerekmektedir.

7. Yardımların devam etmesi ve sistematik bir biçimde ihtiyaç duyan insanlara ulaştırılması son derece önemlidir. Aynı zamanda ülkeyi yönetenlerin de böylesi bir dönemde lüks harcamalardan kaçınması, yaşanan bu büyük acıya karşın toplumsal duyarlılığa katkı sağlaması da son derece önemlidir. Bu çerçevede CTP olarak, yasal mevzuatın dışında yapılmakta olan Külliye inşaatının bir an evvel durdurulması ve buraya harcanan ve harcanması planlanan kaynağın Türkiye’deki depremzedelerin ihtiyaçlarına yönlendirilmesini son derece önemli bulmaktayız.

8.Sivil Savunma Teşkilatı’nın afet yönetiminin (risk ve zarar azaltma, hazırlık, müdahale, iyileştirme aşamalarının tümünü kapsayıp bütün birimlerin tek çatı altında olacağı biçimde) bilimsel esaslara dayanacak şekilde yeni gelişmelere cevap verebilecek bir anlayışla yeniden organize edilmesi ciddiyetle ele alınmalıdır.

9. Teknik dairelerimizin ve sosyal hizmet sunan dairelerimizin alet, ekipman ve insan kaynağı bakımından zenginleştirilmesi hayati önemdedir.

10. Yaşanan olay eğitimin önemini açıkça ortaya koymuş ve eğitim sisteminin bir bütün olarak ele alınması gerçeğini açığa çıkarmıştır. Doğayı ve doğal afetleri tanıma, tehlikeleri ve ortaya çıkan riskleri azaltma ve yönetebilme becerilerini kazandırması konusunda müfredatın acilen güncellenmesi ve geliştirilmesi gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bunun yanında yerel yönetimler ve sivil toplum örgütleri üzerinden yaygın afet eğitim çalışmalarının geliştirilmesi için, gereken yapılmalıdır.

11.Son olarak yüksek öğretimin uzaktan, online olarak yapılmasını net bir biçimde yanlış ve kabul edilemez bulduğumuzu bildiririz.”

Açıklamada, CTP’nin, ortaya koyduğu görüşlerin ilerletilebilmesi için her türlü çalışmayı, sivil toplum örgütleri, üniversiteler ve halkın bütünüyle yapmaya devam edeceği kaydedilerek, kriz ortamında diyalog ve anlayış birliği geliştirmenin çok önemli olduğu bilinciyle hareket edileceği belirtildi.

CTP açıklamasında, tüm tarafların katılımcı anlayışla çalışması durumunda dayanışma ve sorumlulukla sorunlara ortak çözüm üretmenin mümkün olduğu vurgulandı.