Batı ülkelerinde medya kuruluşlarının, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına karşı Filistinlilere destek veren gazetecilere yönelik baskı, işten çıkarma ve tehditleri sürüyor.
İsrail, dünyada en yoğun nüfusun yaşadığı Gazze Şeridi'ne yönelik, dünya tarihinde şahit olunmamış bir insani krizin yaşanmasına neden olan saldırılarını ve ablukasını sürdürürken, bir savaş da kamuoyunda yaşanıyor. Özellikle çatışma dönemlerinde önemi daha da artan medyada bir "anlatı" mücadelesi yaşanıyor. Batı medyasının önemli kuruluşları, İsrail'in yaptıklarını kamuoyundan gizlemek ve Filistin'in anlatısını sansürlemek adına kendi çalışanlarına büyük baskı uyguluyor. İsrail'in yaptıklarına karşı sesini yükselten gazeteciler, vicdanları ile işlerini kaybetmek arasında bir seçime zorlanıyor.
İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının başlamasının ardından Batı medyasının tutumuna tepki olarak BBC'deki işinden istifa eden Bassam Bounenni ve sosyal medya hesaplarından Filistinlilere destek veren paylaşımlarını kaldırmayı reddettiği için Global News tarafından işten çıkarılan Zahra al-Akhrass, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca düzenlenen "Gazze Savaşı'nda Medyanın Hakikat Mücadelesi: Şiddet, Dezenformasyon, Sansür" sempozyumunda, Batı ülkelerinde İsrail saldırılarına karşı Filistinlilere destek veren gazetecilerin yaşadığı baskıları ve işlerinden ayrılma süreçlerini AA muhabirine anlattı.
"Birçok gazeteci istifa etmek zorunda kaldı"
Bounenni, Batı medyasının İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına karşı tutumunu eleştirdi.
Batı medyasının tutumunu "şok edici" ve "hayal kırıklığı" şeklinde niteleyen Bounenni, "İnsan hakları kuruluşları tarafından bildirilen ya da Genel Sekreter de dahil olmak üzere, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yapılan resmi açıklamalar da dahil olmak üzere birçok haberin, birçok doğrulanabilir gerçeğin nasıl küçümsendiğini gördük." ifadelerini kullandı.
Bounenni, Filistin halkı 75 yıldır acı çekmesine rağmen Batı medyasının, çatışmaları 7 Ekim'de başlamış gibi göstererek meseleyi bağlamından kopardığını söyledi.
Vicdanına aykırı bir iş yapmadığını belirterek BBC'deki işinden ayrılma sürecini anlatan Bounenni, "Gazze'ye girmenin imkansız olduğundan bahsetmeden, hastanelerin ve hedef alınabilecek tüm tesislerin altında tüneller olabileceğine dair yazılar yazılması ve hak gruplarının açıklamalarını küçümseyen yayınlar yapılması benim açımdan hayal kırıklığı yarattı. İstifa etmeye karar verdim." dedi.
Bounenni, Batı basınında Gazze'deki sivillere İsrail'deki sivillere davranıldığı gibi davranılmadığını ve Gazze sakinlerinin şeytanlaştırıldığını kaydetti.
Batı ülkelerinde Filistin'e destek veren gazetecilere büyük bir baskı olduğunu vurgulayan Bounenni, şöyle devam etti::
"Birçok İsrail yanlısı grup tarafından büyük bir baskı olduğu açık. Medya içeriği konusunda ve birçok gazeteci istifa etmek zorunda kaldı. Dürüst olmak gerekirse benim durumum tam olarak bu değil, ama bazıları da işten çıkarıldı. Bunun son örneği Avustralya ABC'den Antoinette Lattouf. Sırf İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden bir raporu sosyal medyada paylaştığı için işten atıldı."
Bounenni, Batı'da bariz bir ahlaki kriz olduğunu, buna karşın genç neslin birçok şeyi canlı izlediğini ve dolayısıyla zihniyetin değişeceğini aktardı.
"Şirket benden sosyal medya paylaşımlarımı kaldırmamı istedi"
Akhrass da Batı'daki medya kuruluşlarının tutumunu eleştirerek, "Filistin yanlısı gazeteciler olarak, genellikle tehditlerle, susturma ve susturulma girişimleriyle karşı karşıya kalıyoruz. Statükoya meydan okumaya çalıştığımızda dengesizlikle suçlanıyoruz, taraflı olmakla itham ediliyoruz. Batı medyasının taraflı yayınlarına karşı çıkmakta ısrar edersek sansürleniyoruz, konudan ve gündemden uzaklaştırılıyoruz. Filistin hakkında haber yapmamamız isteniyor ve daha da zorlarsak sektörden atılıyoruz, işimizden kovuluyoruz." ifadelerini kullandı.
Global News'teki işinden çıkarılma sürecini anlatan Akhrass, söz konusu kurumda çalıştığı 3 yıl boyunca kişisel sosyal medya hesaplarını kullanarak Filistin'i savunan paylaşımlarda bulunduğunu ve şirketin her zaman siyonizm karşıtı paylaşımlarından rahatsızlık duyduğunu anlattı.
Akhrass, "Geçmişte 2 kez benden İsrail'i eleştiren ve Filistin halkını destekleyen sosyal medya paylaşımlarımı kaldırmamı istediler. Ancak 7 Ekim'den sonra, Filistinlilerin yüzlercesi ve şimdi de binlercesi ve on binlercesi öldürülmeye başladığında, durumun susulmayacak kadar vahim olduğunu hissettim ve sosyal medyada daha sık paylaşım yapmaya başladım. Şirket benden sosyal medya paylaşımlarımı kaldırmamı istedi. Bunu reddettiğimde ise beni bir gazeteci olarak dengesiz ve taraflı olmakla suçladılar, akabinde işime son verdiler." şeklinde konuştu.
Filistin halkına destek veren paylaşımları sebebiyle işine son verildiğini kamuoyuna açıkladıktan sonra birçok gazetecinin kendisine destek verdiğini aktaran Akhrass, bu gazetecilerin de sansüre ve baskıya maruz bırakılarak korkutulduğunu kaydetti.
Akhrass, Kanada'dan, ABD'den ve genel olarak Batı'daki haber merkezlerinden onlarca meslektaşının destek için kendisine ulaşmasına rağmen kendisinin karşılaştığı sonuçlarla karşılaşmaktan korktukları için aynı şeyi yapamadıklarını ifade etti.
İnsanların gelirlerini ve işlerini kaybetmekten korktuğu için vicdanından taviz verdiğinin altını çizen Akhrass, şunları kaydetti:
"İsrail'i eleştirmek söz konusu olduğunda konuşma özgürlüklerini, ifade özgürlüklerini, basın özgürlüklerini kullanmalarına izin vermiyorlar; çünkü korkunç ve adil olmayan sonuçlarla karşılaşacaklar ve işlerini kaybedecekler."