Basın Sen, Cumhurbaşkanlığı önünde basın açıklaması yaptı, gazeteci Serhat İncirli’nin Cumhurbaşkanlığı'ndan çıkarılmasını "şiddetle" kınadı, “kabul edilemez” olarak niteledi.
Basın Sen’e, bazı sendikalar da destek verirken, Serhat İncirli de basın açıklaması sırasında hazır bulundu.
Serhat İncirli, soru üzerine “Sadece çok üzgünüm, ilk kez böyle bir olay yaşadım, üzgünüm” dedi.
Basın Sen Başkanı Ali Kişmir, Cumhurbaşkanlığı önünde ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğüne destek veren, sahip çıkan örgütlere teşekkür etti.
Tüm özgürlüklere önem verdiklerini ifade eden Kişmir, farklılıklarını “zenginlik” olarak gördüklerini söyledi.
Tüm görüşlere saygı duyarak hareket ettiklerini, farklılıklara rağmen demokratik bir şekilde çalıştıklarını ifade eden Kişmir, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkeye gelişinde yaşanan olayın kabul edilir olmadığını söyledi.
Serhat İncirli’nin ülkenin önde gelen gazetecilerinden olduğunu, gazetecilik, ifade özgürlüğünün elinden alınmasının doğru olmadığını ifade eden Kişmir, bunun gelecek açısından da sıkıntı yaratacağını kaydetti.
İfade, düşünce özgürlüklerinin zenginlikleri olduğunu belirten Kişmir, makamların da buna tahammül göstermesi gerektiğini söyledi.
Cumhurbaşkanlığı'nda yaşanan olayı şiddetle kınadıklarını ifade eden Kişmir, ülkede demokrasi, ifade ve basın özgürlüğü için mücadeleyi sürdürmeye devam edeceklerini kaydetti.
Özgürlüklere herkesin ihtiyacı olduğunu ifade eden Kişmir, her kesimin sesinin, düşüncenin, ifadenin özgürce duyurulması için mücadele verdiklerini belirtti.
Kişmir, “Basın ifade düşünce özgürlüğü onurumuzdur, engellenmesine izin vermeyeceğiz” dedi.
Basın Sen, Basın, Yayın ve Propaganda Sekreteri Pınar Barut da ortak açıklamayı okudu, “Basın emekçilerinin gazetecilerin onuruyla ekmeğiyle itibarıyla oynamanıza müsaade etmeyeceğiz” diye konuştu.
Açıklamada şöyle denildi: "Bir ülkenin demokratik gelişim düzeyi, özgürlüklere bakış açısı, yurttaşlarının doğru bilgi alma ve bilgiye erişim hakkının ne boyutta olduğu; çok sesliliğin, basın ve ifade özgürlüğünün varlığıyla ölçülebilir.
O ülkenin gerek kendi basın emekçilerinin ve gazetecilerinin gerekse seçimler ya da dünyayı ilgilendiren başka konularda o ülkede geçici olarak görev alan yabancı basın mensuplarının çalışma alanlarının özgürlüğü de bir diğer göstergedir.
Bir ülkede gazeteciler, bırakın bizzat engellenmeyi, bizzat baskı ve tehdit görmeyi ve işiyle-aşıyla tehdit edilmeyi, kendi kendine otosansür uygulama ihtiyacı hissediyorsa dahi o ülkede ifade özgürlüğünden bahsedilemez."
Cumhurbaşkanlığı ve diğer tüm kamu kurumları, orada geçici süreyle oturanların değil Kıbrıs Türk toplumunun kurumlarıdır" denildi.
Basın açıklamasına; "Dev-İş, Türk-Sen, Hür-İş, KTÖS, KTOEÖS, KTAMS, Güç-Sen, Kamu-Sen, Çağ-Sen, Koop-Sen, Vergi-Sen, DAÜ Bir-Sen, Tıp-İş, BES, DAÜ-SEN, Tel-Sen" imza koydu.