Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Asiye Yeter Başaran 18-24 Mart Yaşlılara Saygı Haftası nedeniyle açıklamalarda bulundu. Yrd. Doç. Dr. Başaran yaptığı açıklamada şu ifadeler yer verdi:

“Yeterli ve Dengeli Beslenme Sağlıklı Yaş Almanın Köşe Taşıdır”

“Dünyada ve ülkemizde yaşlı nüfus artış hızına paralel olarak yaşlılık ve yaşlı sağlığı konularında farkındalık yaratmak amacıyla “18–24 Mart Yaşlılara Saygı Haftası” olarak anılmakta ve bu tarihlerde etkinlikler yapılmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre “65 yaş ve üzeri” yaşlılık dönemi olarak kabul edilmektedir. “Yaşlanma” gençlikten yaşlılığa geçiş süreci olarak bilinir. Yaşlanma, bireye özgü olmakla birlikte gerek ruhsal gerekse fiziksel ve sosyal açıdan kişilere göre değişim göstermektedir.

LTB park ödemeleri “Local Pay” uygulaması ile de yapılabilecek LTB park ödemeleri “Local Pay” uygulaması ile de yapılabilecek

Yaşlılık kavramı kişiler arasındaki birçok etkene göre değişebildiği gibi kültürlere göre toplumlar arasında da farklılık gösterebilmektedir. Dolayısıyla toplumda “yaşlı” denildiğinde, bakıma gereksinim duyan, sosyal ilişkileri zayıf ve mutlu olmayan, değişime isteksiz kişiler akla gelmektedir. Oysa yaşlılık sürecini sağlıklı, aktif ve başarılı geçiren yaşlılar ile bilgelik, tecrübe gibi yaşlılığın pozitif yönlerinin değerlendirilmesi göz ardı edilmektedir.

Günümüzde “toplumların yaşlanması” kavramı önemli hale gelmiştir. Toplumun sağlıklı yaşlanmasının köşe taşlarından birisi de optimal beslenme durumudur. Yetersiz ve dengesiz beslenme; obezite, sarkopeni, kırılganlık ve kronik hastalıklara neden olarak bireylerin yaşantısını olumsuz yönde etkilemekte hatta yaşam sürelerinin kısalmasına neden olmaktadır. Bu bağlamda yaşlı bireylere fiziksel, ruhsal olarak daha sağlıklı ve kaliteli yaşam sürdürmeleri için, yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırılması faydalı olacaktır.

Sağlıklı beslenmenin sağlanabilmesi için: uygun vücut ağırlığını koruyacak şekilde günlük en az üç ana öğün tüketilmesi ile birlikte besin çeşitliliği de önemlidir. Yeterli posa alımını sağlayacak şekilde tahıllar, kurubaklagiller ile mevsimine uygun sebze ve meyveden oluşan beslenme programına uyulması yaşlı bireylerde bir kat daha önemli hale gelmektedir. Aynı zamanda yaşlı bireylerde sıkça görülen kronik hastalıklara bağlı olarak doymuş yağ miktarı, tuz ve sodyum içeriği yüksek besinler azaltılırken, şeker ve şekerli besinlerin de sınırlandırılması gerekliliği unutulmamalıdır. Bunların yanısıra az yağlı olmak koşulu ile kalsiyum kaynağı olan süt, yoğurt ve peynir tüketimine önem verilmelidir. Her yaş grubunda olduğu gibi yaşlı bireylerin de günlük beslenmesinde yeterli su tüketimi yer almalıdır.

Yeterli ve dengeli beslenme konusunda toplumsal farkındalık yaratmak amacı ile içlerinde diyetisyenlerin de bulunduğu yazılı ve görsel medya, yerel kuruluşlar ve üniversiteler tarafından desteklenen eğitimlerinin yaygın hale getirilerek ülke çapında uygulanması sağlanmalıdır. Buna yönelik yerel ve ulusal eylem politikaları ve planları geliştirilmelidir. Bu durumun sürdürülebilir olması adına ilgili kurumlar tarafından (belediye, dernek vb.) bireylerin sosyalleşmesi sağlanarak başarılı yaşlanma sürecine katkı verilmelidir. Bu uygulamalar sırasında başarılı yaşlanmaya örnek olan yaşlı kişilerden de yararlanılmalıdır. Yaşlı kişilerin bakımları genelde kendileri veya aile bireyleri tarafından yapılmaktadır. Bu kişilerin sağlık ve sosyal bakımlarına yardım eden profesyonel kişi ya da aile bireylerine devlet tarafından maddi destek verilmelidir. Böylece yaşlıların alışık oldukları ortamdan uzaklaşmadan başarılı bir yaşlanma süreci geçirmelerine olanak sağlanabilir.

Sonuç olarak genç ve orta yaştaki bireylerin beslenme ve sağlıklı yaşam konusunda eğitilmesinin önemli olduğu unutulmamalıdır. Çünkü bu bireyler ileride geçmişle bugün arasında köprü görevi yapan, kültür ve değerlerimizi geleceğe taşıyan yaşlılarımız olacaktır.”