KIBRIS

Atlı, 25 Kasım Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla açıklama yaptı

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Mine Atlı, 25 Kasım Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, ülkede Ev İçi Şiddet Yasası bulunmadığını belirtti.

Atlı, açıklamasında Birleşmiş Milletler’in istatistiklerine de yer vererek, geçen yıl dünya genelinde kadarıyla 45 bin kadının eşleri, aile yakınları ve erkek arkadaşları tarafından öldürüldüğünü belirterek, bunun küresel bir sorun olduğuna işaret etti.

Hayatlarını kaybeden kadınların “tümünün düşmanının bir” olduğunu söyleyen Atlı, “Irk tanımayan bir düşman. Bu düşmanın adı ataerkidir. Ülkemizde de iliklerimize kadar hissettiğimiz toplumsal cinsiyet eşitsizliğidir” dedi.

Ülkede ev içi şiddet verilerinin küresel verilerle örtüştüğünü belirten Atlı, buna karşın bu sorunun ülkede var olduğunu kabul etmek istemeyen bir anlayış bulunduğunu söyledi.

Atlı şöyle devam etti:

“Ev içi şiddetin kaynağında alkol, ekonomik sıkıntılar, ırk veya eğitim düzeyi yoktur. Ev içi şiddetin sebebi, şiddet gösterenlerin şiddet görenlerin üzerinde uygulamak istedikleri güç ve kontrolden kaynaklanmaktadır. Ev içi şiddet görenlerinin büyük ölçüde kadın olduğu gerçeğinin karşısında, kabul etmeliyiz ki, dünyada ve ülkemizde hala bir cinsiyet, diğerini kontrol etme hakkını kendinde görüyor”

-Toplumsal cinsiyet eğitimi elzem

Bu anlayışı dönüştürmek adına, çocukların orta okuldan hatta ilk okuldan itibaren toplumsal cinsiyet eğitimi almalarının elzem olduğunu söyleyen Atlı, şöyle devam etti:

“İstanbul Protokolü, ülkemiz mevzuatına onay yasası ile yerleşmiş olsa da ve bu bir devlet taahhüdü olsa da, bizim devlet yetkililerimiz bir çok konuda olduğu gibi bu konuda da hukuku hiçe sayıyor.

Bu ülkenin değerli sivil toplum örgütleri bu bağlamda Eitim Bakanlığı ile iş birliği yapıp, bakanlığın da kabul edebileceği bir toplumsal cinsiyet eşitliği, ev içi şiddet ve sağlıklı ilişki müfredatı hazırladı, ardından Olgun Amcaoğlu müfredatın okullara girmesiyle ilgili protokol imzaladı. Ancak belli ki toplumun bu hedefi birilerini rahatsız etti ki, hiçbir izahat verilmeye ihtiyaç duyulmadan, aldıkları talimat doğrultusunda bu protokol fesih edildi.

Yine bu ülkenin değerli sivil toplum temsilcileri kıymetli zamanlarını ayırıp Ev İçi Şiddet Çalıştayına katıldı, ne yazık ki bu yönetim, söz konusu çalıştaydan ortaya çıkan eylem planı yerine külliye yapmayı tercih etti”

-Ev İçi Şiddet Yasası yok

Yönetimin hedefinde laik, eşit ve özgür kadın eğil biat eden, itaatçı tutsak kadın bulunduğunu iddia eden Atlı, “Bizler buna asla geçit vermeyeceğiz” dedi.

Ülkede hala bir Ev İçi Şiddet Yasası bulunmadığına işaret eden Atlı, “sivil toplum örgütleri ve paydaşlar yazıp ellerine verse de, siyaset üstü, her kadının hayatına olumlu dokunacak bir yasayı geçiremeyecek kadar iradesiz bir meclisle karşı karşıyayız” iddiasında bulundu.

Lefkoşa Türk Belediyesi’nin kurduğu Sığınma Evi, ve Kıbrıs Türk Barolar Birliği ile KAYAD iş birliğinde zorlanan adli yardım protokolü dışında şiddet direnişçilerine sunulan kaydı değer bir hizmet bulunmadığını söyleyen Atlı, poliste kurulan Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Birimi, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi ve ihbar hattının insan kaynağı açısından sıkıntılar yaşadığını belirtti.

Atlı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Kadınlar yanı başımızda satılmakta, gece kulüplerinde ölüleri bulunmakta, kadın ticaretine maruz bırakılmaktadır. Kadınlar yaşadıkları şiddet dolayısıyla intihara zorlanmakta, mental sağlık bağlamında hiçbir destek sunulmamaktadır.

Kadına Karşı Şiddetle ilgili çalıştayda ortaya çıkan sonuçlar raflara kaldırıldı, yerine ‘aile çalıştayı’ düzenlendi. Bu çalıştayda dağıtılan broşürlerin üzerinde ‘yuvasını seven kadın her şeye tahammül eder’ gibi kadın hareketini 20 yıl geriye götürmeyi hedefleyen propaganda kullanıldı. Bu yönetimin sevgi diye tanımladığı şeyi biz iyi biliyoruz. Onların sevgiden anladığı şeyin bağımlılık ve biat olduğunu da. Biz eşitlik istiyoruz, güvenlik istiyoruz, saygı duyulmak ve kendi ayaklarımızın üzerinde durmak istiyoruz. Saçımızı özgürce savurmak, çalışıp emeğimizin karşılığını almak, insan onuruyla yaşamak istiyoruz.”

“Toplumcu Demokrasi Partisi olarak, İran’da, Türkiye’de, Yunanistan’da, yanı başımızda ve çok uzaklarda özgürlük mücadelesi veren tüm kadınları, selamlıyoruz” diyen Atlı, şunları kaydetti:

“Dünyanın her yerinde kadın mücadelesine dayanışma gösteren erkekleri, her türlü zorluğa karşı birbirine kenetlenen kız kardeşlerimizi, hayatları pahasına hepimiz adına isyan eden her bireyi selamlıyoruz. Ülkemizin sadece Kuzeyinde değil Güneyinde de bu güne dair mesaj yayınlayan, eylem yapan tüm eşitlikçi örgütleri ve çabalarını selamlıyoruz.

TDP elbet bir gün yeniden yönetimde olacak. O gün gelecek ev içi şiddetle mücadele ulusal eylem planında yer alan tüm adımları atacağımıza sözümüz olsun. Tıpkı o külliyenizin merkezine, ataerkil, faşist düzeninizi parodi yapan tiyatro sahnesi kuracağımız gibi”