Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Sekreteri Asım Akansoy, Birlemiş Milletler (BM) Barış Gücü’nün görev süresinin uzatılması konusunda yaptığı açıklamalar nedeniyle Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nu eleştirdi.
Akansoy konuyla ilgili yazılı açıklamasında, bu yöndeki siyasetin Kıbrıslı Türkleri dünyadan daha da soyutlayacağını ileri sürdü.
Açıklamasında "Son günlerde BM Barış Gücü’nün görev süresinin uzatılması konusunda, BM’ye neredeyse savaş açan Tahsin Ertuğruloğlu siyasetinin, Kıbrıslı Türkleri dünyadan daha da soyutlayacağı gibi, dünya ülkeleri nezdinde elde ettiğimiz tüm kazanımları yerle bir edecek özellikte olduğu görülmektedir” ifadelerine yer veren Akansoy şöyle devam etti:
“1990’ların bu eski şahin siyasetinin yeniden gündeme getirilmiş olması, dün olduğu gibi bugün de boşuna bir girişimdir. Ayrılıkçı ‘egemen eşitlik’ tezi ile iki yılı aşkın süredir, yurt dışı temaslarımızı ortadan kaldıran, dünya ülkeleri ile tüm ilişkilerimizi bozan, bir adet yeni geçiş noktası bile açamayan zihniyetin boşa kürek çektiği açıktır. Toplumsal huzuru bozanların, dünyadan daha da dışlanma tehlikesi altındaki Kıbrıslı Türkleri yeni maceralara, gerginliklere sürüklemeye ve halkın iradesine saygısızlık etmeye hakkı yoktur”
“İki eşit egemen devlet” ve “eşit uluslararası temsiliyet" yaklaşımının Kıbrıslı Türkleri dünyadan tecrit ettiğini savunan Akansoy, müzakerelerin Güney Kıbrıs ve Türkiye’deki seçimlerden hemen sonra, kabul edilebilir doğru ortak zeminde ve belli bir zaman diliminde tamamlanmak üzere başlaması gerektiğini vurguladı.
Akansoy açıklamasına şöyle devam etti:
“Doğru ortak zemin, çözüm ile ilgili BM Güvenlik Konseyi Kararları, ortak yol haritası ise, 11 Şubat 2014 ortak açıklaması çerçevesinde Kasım 2019 üçlü Berlin zirvesinde varılan mutabakattır. Kıbrıslı Türklerin tarihsel olarak ortaya koyduğu varoluş mücadelesinin ana ekseni her zaman, kendi kendini yöneterek adadaki adil bir çözümün öznesi olmak olmuştur. Bu görüş halen canlı olup, tarihsel sürecin ürünüdür.
Unutulmaması gerekir ki, halen canlı bir irade ve tercih olan 24 Nisan 2004 tarihinde gerçekleşen referandum da Kıbrıslı Türklerin aynı tarihsel yolculuğunun bir devamı, tarihi bir aşamasıydı. Bu aşama başta Kıbrıslı Türklere yeni kazanımlar getirmiş bununla birlikte bu politikalardan kaybeden hiçbir taraf olmamıştır. Herkes kazançlı çıkmıştır.
Kıbrıslı Türk halkı, adanın adil bir şekilde birleşmesinin, siyasi eşitliğe dayalı tek egemenlikli, tek vatandaşlıklı, iki bölgeli, iki toplumlu Birleşik Federal Kıbrıs modeli ile mümkün olacağını çok iyi bilmektedir. Bunun dışındaki her türlü zorlamanın toplumlar arası ilişkileri ve adadaki hassas dengeyi olumsuz etkileyeceği açıktır. CTP, Kıbrıs Türk halkının dünyada hak ettiği onurlu yeri alması için mücadelesini sürdürmeye ve halkın görüşlerini dünya ülkelerine anlatmaya kararlılıkla devam edecektir”